Sonbahar , sararmış yapraklar , hatıralar...

TUĞÇE BAŞ

Dallanıp budaklandı yine  ruha sinen hatıralar...  Her dalda başka yaprağı incelerken kuruduğunu fark ediyorduk. Bir rüzgar esmesini bekliyorduk, esip tek tek düşmesini yaprakların . 

Her bir rüzgarda dökülen yapraklarla gidiyordu insanlar... Kah gülüp kah ağlarken fark edemiyorduk acılarımızı , unutuyorduk. Seviyorduk bir anlık da  olsa unutmayı ,  geçmişi... 

Sevdikçe dallarımızdan kırılıyorduk , dökülüyordu yapraklarımız. Umursamıyorduk biz de... Ha bir dal eksik ha bir yaprak fazla...Kimin umrunda? 

Koskoca anılarda kim fark edecek kırık dalı , eksik yaprağı? Kim onaracak? Tıpkı telafi edemediğimiz gibi hatalarımızı...

Onlarca hatamız vardır ; ama nasıl fark ederiz en kırıcısını veya nasıl deriz en çok bu acıttı 

Kalp kırıklığı bir parçamızın bir dalımızın kırıklığına benzemez. O yok eder siler geçmişi... Peki sözcüklerim , kelimelerimle yeşerebilir miyim o geçmişi veya onarabilir miyim hataları ? Aklından kalbinden geçenleri bilmiyorum. 

Tek bildiğim şey ilkbaharın güzelliğinde sonbaharın hüznünü yaşıyorduk dallarımızdaki yaprakların döküldüğü vakitlerde..

Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar