29 Ara 2014

16.YÜZYIL OSMANLI DÖNEMİNİN SİYASİ, SOSYALİ KÜLTÜREL DURUMU...

Reklamlar

16. Yüzyılda Siyasal, Kültürel ve Edebi Hayat

Osmanlı Devleti 16. yüzyıla Fatih’in  şehzadesi II. Bayezid’in yönetiminde girmiştir. Uzun Hasan’ın şahsında simgeleşen Akkaoyunlu tehdidi yerini Erdebil Tekkesi şeyhi ve Safevi Devleti’nin kurucusu Şah İsmail’e bırakmıştır. Timurluların üzerinde parlayan yıldız bu yüzyılda daha uzak ülkelere kaymış, Hindistan’da Babür Şah’ın temsil ettiği Türk-Hint İmparatorluğu kurulmuştur. Türkçe, bu geniş coğrafyada edebi dil olarak kullanılmış ve en parlak dönemini yaşamıştır.

Osmanlı Padişahları ve Şiirleri
16. Yüzyılın padişahları
II. Bayezid (1481-1512)
Yavuz Sultan Selim (1512-1520)
Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566)
II. Selim (1566-1574)
III. Murat (1574-1595)
III. Mehmet (1595-1603)

Kültürel gelişmeler siyasi gelişmeleri belli bir mesafeden izler. Bu yüzyılda Osmanlı devleti siyasi olarak büyürken bilim ve sanatta geri kalmaması gerektiğinin bilincine vakıftı. Devletin bilim ve sanata verdiği destek devlet yapısı güçlendikçe artmaya devam etmiştir.
Osmanlı sultanları ve şehzadeleri himaye ettikleri bazı sanat dallarında yetenekleri doğrultusunda eserler vermişlerdir.
II. Bayezid (Adlî)
Yavuz Selim (Selimî)
Sultan Süleyman (Muhibbî)
II. Selim (Selimî)
III. Murat (Muradî)
Şehzadelerden;
Cem Korkut (Harimî)
Mustafa (Muhlisî)
Bayezid (Şahî) tanınmış şairlerdir.

II. Bayezid (Adlî)
Tahta geçişinin ilk yıllarında iç ve dış siyaset büyük ölçüde İshak Paşa ve Gedik Ahmet Paşa’nın istekleri doğrultusunda biçimlendi. Kardeşi Cem’in taht mücadelesini 1481’de kaybedip Mısır’a kaçışından Rodos şövalyelerinin elinde ölümüne kadar (1495) saltanatında temkinli hareket eden II. Bayezid, bu tarihten sonra donanmasını hazırlayarak Venedik seferine çıkar (1499-1502). Bu sırada doğuda Safevî tehdidi baş gösterir. Şah İsmail 1502 ve 1507’de iki defa Osmanlı topraklarına girer. 1511 yılındaŞahkulu önderliğinde Teke yöresinde bir ayaklanma çıkarır. Safevî tehdidi büyüyerek Bursa’ya kadar varlığını hissettirir. Şehzade Selim, duruma daha fazla seyirci kalamaz ve yeniçerilerin desteğini arkasına alarak 24 Nisan 1512 yılında babasını tahttan indirir.

II. Bayezid şehzadeliğinde bulunduğu Amasya’nın kültürel ortamından iyi şekilde istifade eder. Onun zamanında Amasya çevresindeki şairlerin başında Taci Bey’in oğlu Cafer Çelebi (öl. 1515) ileMüeyyezade Abdurrahman (öl. 1516) gelir. Müeyyezade Hatemî mahlasıyla şiirler söylediği halde bilgin / âlim olarak tanınır. Torunu Âşık Çelebi (Meşairü’ş-Şu’ara’nın müellifi, öl. 1571) başta olmak üzere, şair Kemal PaşazadeHafız-ı AcemNecati Bey (öl. 1509) ve Zatî (öl. 1546) gibi birçok bilgin ve sanatkârın yetişmesine ön ayak olmuştur.

II. Bayezid ile Hüseyin Baykara’nın mektuplaştıkları bilinir. Herat, Hüseyin Baykara döneminde (1469-1506) şiir, musiki, hat, nakış gibi sanatlarda çok ileri mesafeler kat etmiştir.
Hüseyin Baykara’nın Ali Şir Nevayî (1441-15010) ve Molla Cami (1414-1492) ile kurduğu ilişki Osmanlı şairleri tarafında yönetici sanatkâr ilişkisinin örneği olarak alınmış ve takdim edilmiştir.

Adlî mahlasıyla söylediği şiirler Adlî Divanı adıyla Yavuz Bayram tarafından yayımlanmıştır (Amasya, 2009).

Yavuz Sultan Selim (Selimî)
Kısa süren saltanatına önemli zaferler sığdırmıştır. Dönemin şairleri onun seferlerini destansı dille işleyen Selimnameler yazmışlardır.
Sanatkâr ve bilginleri himaye etmiştir. Tacizade Cafer ÇelebiMüeyyezade Abdurrahman Çelebi,Zembilli Ali Efendi ve İbni Kemal, Yavuz’un dönemindeki kültür ve bilim ortamının renkli simalarıdır.

Farsça şiirle söyleyen Selim’in mücadele ettiği Safevî lideri İsmail ve Memlük lideri Kansu Gavrî’nin Türkçe şiirler söylemiş olmaları ilginçtir. Şiirleri Ali Nihat Tarlan tarafından yayımlanmıştır (İstanbul 1946). “Neyi ki şîve mi ki cevr mi ki nâz mı ki” dizesini yinelediği şiirleri vardır. Bu dize Ahmet Muhip Dıranas ve Melih Cevdet Anday’ı etkilemiş ve bu şairler aynı dize ile biten şiirler yazmışlardır.

Kanuni Sultan Süleyman (Muhibbî)
Siyasi alanda Osmanlı Devleti’ni dünyanın süper gücü haline getiren Sultan Süleyman kültür, sanat ve bilimde de ülkesine aynı başarıları kazandırmıştır. Onun döneminde açılan Süleymaniye medreseleri bilimin gelişmesi için gerekli koşulları sağlamıştır. Yazdığı şiirler ve koruyup gözettiği şairler ile Osmanlı şiirini zirveye taşımıştır. Sultan Süleyman’ın sanatkârları himaye eden tutumu Sadrazam İbrahim Paşave Defterdar İskender Çelebi başta olmak üzere Kınalızade AliNişancı Celalzade Mustafa Çelebi,Kazasker Kadri EfendiŞeyhülislam Kemal PaşazadeŞeyhülislam Ebusuud Efendi ve Katibîmahlasıyla şiir söyleyen Seydi Ali Reis gibi devrin bürokrat ve devlet adamları tarafından da benimsenmiştir.

Muhibbî, Osmanlı edebiyatında Zatî ve Edirneli Nazmî’den sonra en çok gazel yazan şairidir. Muhibbî DivanıCoşkun Ak tarafından yayımlanmıştır (Ankara, 1987).
Şehzade Mustafa (1515-1553) Muhlisî ya da Mustafa mahlasıyla şiirler söylemiştir. Maiyetinde çok sayıda şair barındıran Şehzade Mustafa ardından en çok mersiye yazılan kişidir.

Divan şiirinde şairlerin kendi psikolojik sıkıntılarını dile getirmeleri hoş karşılanmamıştır. Kişisel problemlerin dile getirildiği şiirlere hasb-i hal tarzı şiir adı verilmiştir. Bu tarz şiirler Cem Sultan ve Şehzade Bayezid’in eserlerinde karşımıza çıkar.

II. Selim (Selim / Selimî)
Onun dönemindeki Kıbrıs’ın fethi(1571) Osmanlıların son büyük askeri başarısıdır.
Biz bülbül-i muhrik-dem-i gülzâr-ı firâkız
  Âteş kesilir geçse sabâ gülşenimizden
Örneklenen beyti çok ünlüdür.

III. Murat (Muradî)
Döneminde doğuda İranlılarla batıda da Habsburglarla savaşlar yapıldı. Şehzadesi Mehmet için yaptırdığı oldukça gösterişli sünnet düğünü Gelibolulu Ali’nin Cami’u’l-Buhur Der-Mecâlis-i Sûr adlı 2725 beyitlik eserine konu olur.

III. Murat Osmanlı sultanlarının en bilginlerinden biri kabul edilir. Şeyhülislam Mehmed Sadeddin Efendi, Bekai Efendi, Şeyh Şüca Efendi, Tiryaki Hasan Paşa gibi isimler tarafından yetiştirilmiştir.

Muhibbî’den sonra en çok gazel söylemiş sultandır. Muradî Divanı’nda 1567 gazel vardır. Farsça söylediği 39 gazel Futuhat-ı Ramazan adlı eserdedir.  Saatçilik, nakkaşlık ve meddah hikâyelerine merakı vardı.

III. Mehmet
Ekonomik sıkıntılar yaşayan Osmanlı Devleti onun döneminde Celali isyanlarıyla sarsılmıştır. Durumdan yararlanan Safevi lideri Şah Abbas, Osmanlı birliklerinin Anadolu’ya çekilmesini sağlamıştır. Parıltılı dönem sona ermektedir.

Edebi Muhitler ve Hamiler
Geniş kitlelerin okuma-yazma imkânlarına erişmediği dönemlerde sanatçılar, iktidar ve seçkin sınıfın himayesine muhtaç idi. Osmanlı devleti öncesinde Türk ve İslam devletlerinde de hamilik sistemi vardı.

Fatih’in İstanbul’u bilim ve sanat merkezi haline getirme çabası sonraki dönemlerde de kabul görmüş ve bu yönde uygulamalar gelenek haline gelmiştir.

Yavuz Sultan Selim çıkığı seferlerde himaye ettiği şairleri yanına alarak sefer tarihini nazmettirirdi. Onun döneminde yazılan çok sayıda Selimname’nin sebeplerinden biri de budur. Yavuz, ayrıca ülke dışındaki şair ve İslam dünyasındaki önemli isimleri Osmanlı topraklarına davet etmiştir.

Selimnameler Yavuz Sultan Selim’in saltanatını konu edinen manzum veya mensur eserlerdir. Bu eserler, devrin sosyal, siyasi ve kültürel olaylarını anlatmalarının yanında üsluplarından dolayı edebi değer de ifade ederler. Selimnameler daha sonra ortaya çıkacak olan Süleymannameler’le birlikte devletin en güçlü olduğu dönemleri anlattıkları için baştan sona zaferlerle doludurlar.

16. yüzyılda Türkçe, Arapça ve Farsça olmak üzere yirmi kadar Selimname yazılmıştır.
İshak Çelebi (öl. 1573)
Keşfi (öl. 1525)
İdris-i Bitlisi (öl. 1521)
Kemal Paşazade (öl. 1534)
Celalzade Mustafa Çelebi (öl. 1567)
Şükri, Sücudi, Şiri, Edayi ve Hoca Sadettin belli başlı Selimname yazarlarıdır.

Sultan Süleyman döneminde yüzlerce şair ve bilgin padişahın himayesinde yaşamıştır. Başlıcaları; Gazali mahlaslı Deli Birader, Hayali Bey, Fethullah Arif Çelebi, Taşlıcalı Yahya, Baki, Fevri, Nakkaş Balizade Rahmi, Edayi, Sürurui, Gubari, Lamii Çelebi, Edirneli Nazmi, Ubeydi ve Dai’dir.
Sultan Süleyman döneminde yazılan Süleymannameler’in kaynağı Selimnameler’dir. Muhteva bakımından benzerlik gösterirler. Elli civarında Süleymanname vardır. Ferdi (öl. 1525), Şemsi Ahmet(öl. 1580), Nevi (öl. 1599), Hadidi (öl. 1559) ve Gubari (öl. 1566) önemli Süleymanname yazarlarıdır.

Sultanlar dışında devlet erkânından isimlerde şair ve bilginleri himaye etme yarışı içine girmişlerdir. Sultan Selim döneminin kazaskerlerinden Müeyyezade Abdurrahman (öl. 1516), Taczade Cefer Çelebi (öl. 1515), Sultan Süleyman’ın sadrazamlarından Remzi mahlasıyla şiirler yazan Pir Mehmed Paşa (öl. 1532), İbrahim Paşa (öl. 1536), Rüstem Paşa (öl. 1561), Şeyhülislam Kemal Paşazade, Kazasker Kadri Çelebi, Defterdar İskender Çelebi (öl. 1535) nişancı Celalzade Mustafa Çelebi (öl. 1567) Katibi mahlasıyla şiirleri olan Seydi Ali Reis (öl. 1563) konaklarında toplantılar düzenleyen, musiki ustalarını çevrelerinde toplayan devlet adamlarıdırlar.

Sultanlar, şehzadeler ve devlet adamları dışında Osmanlı ordusuna bağlıMihaloğlullarıTurhanlılarYahyalılarMalkoçoğulları gibi akıncı aileleride şair ve bilginleri himaye ederlerdi. Akıncı aileleri sınıra yakın bölgelere yerleşmiş oldukları için kendilerine merkezler belirlerlerdi. Evrenesoğulları Vardar Yenicesi’ni, Mihaloğulları Plevne’yi, Turhanlılar da Mora’yı merkez edinmişlerdi. Bu akıncı merkezleri de zaman içinde kültür merkezi hüviyeti kazanmıştır.

Divan Şairleri
Osmanlı şiiri 16. yüzyıla kadarki gelişme devrini bu yüzyılda ortaya çıkan büyük şairler ile birlikte tamamlamış ve ileri örneklerini vermiştir.  Bu dönemde Osmanlı şiiri simgeci ve kavramsal bir derinlik kazanır. Üslup açısından Şeyhi ve Ahmet Paşa tarafından temeli atılmış olan klasik üslup yüzyıla damgasını vurmuştur.
Baki (öl. 1600), Fuzuli (öl. 1556) ve Hayali (öl. 1557) dönemin en büyük şairleridir. Üç dilde yazdığı şiirleri sebebiyle Osmanlı coğrafyasının tamamında tanınan Fuzuli bütün yüzyıllar içinde en çok okunan divan şairidir.

II. Bayezid devrinde İstanbul’a gelmiş olan Zati, 30-40 yıl boyunca şairlerin hocası, yol göstericisi olarak kabul görmüştür. Hayali Bey, Sultan Süleyman’ın en gözde şairlerindedir.Yeniceli Usuli (öl. 1538) Osmanlı şiirindeki Rumeli duyuş tarzının gelişmesine katkı sağlamıştır.
Yeniceli bir diğer önemli isim ünlü Mevlevi şeyhi Yusuf-ı Sineçak’ın kardeşi Hayreti’dir (öl. 1535).
Yeniceli ve dahası Rumeli kökenli şairler şiirlerine yerel unsurları da dahil etmişlerdir. Rumeli’de yetişip İstanbul’a gelen Hayali ise Baki yetişene kadar Osmanlı şiirinin en büyük ustası kabul edilmiştir.  

Kaside ve gazel ustası Baki, neşesi, coşkunluğu ve rindliğiyle Nedim’i hazırlayan şairdir.
16. yüzyılın kaside ve gazeldeki başlıca şairleri:
Sultan Selim’in Trabzon’dayken musahibi ve hocası olan Halimi (öl. 1517), Ahi Benli Hasan (öl. 1517), Nacak Fazıl diye anılan Nihani (öl. 1519), Bihişti Sinan Çelebi (öl. 1520), Tali’i Mehmed Çelebi (öl. 1516), Hayali Abdülvehhab Çelebi (öl. 1523), Revani (Şiirleri şarap, meyhane ve rintlik üzerinedir, öl. 1523), Figani (Sultan Süleyman’ın şehzadesi Mustafa ve Sadrazam İbrahim Paşa için söylediği kasideleriyle tanınmıştır, öl. 1532), Kemalpaşazade Şemsettin Ahmed (öl. 1534), Hayreti (öl. 1534),İshak Çelebi (üç dilde şiirler söylemiştir, öl. 1536), Nihali Cafer Çelebi (öl. 1542).

Edirneli Nazmi (öl. 1554) Türk edebiyat tarihinin en çok gazel yazmış olan şairidir. 7777 gazeli vardır. Bursalı Rahmi (öl. 1567), Celili (DivanGül-i Sad-berg adlı eserleri vardır, öl. 1569), Fevri (öl. 1570?), Yahya Bey (Hamsesi vardır, 34 kaside ve 515 gazelden oluşan büyük bir de Divan’ı vardır, öl. 1582), Nevi (Baki ve Hayali’den sonra yüzyılın en büyük üçüncü şairi sayılır, öl. 1599), Galibolulu Mustafa Ali (şairliğinin yanında iyi de bir tarihçidir, en fazla Türkçe şiir söylemiş dördüncü şairdir(diğerleri Edirneli Nazmi, Muhibbi ve Zati), öl. 1600),Bağdatlı Ruhi (Terkib-i bendi ile tanınır, öl. 1606).
Kültür ve eğitim seviyesi yüksek çevrelerin dışında da önemli şairler yetişmiştir. Ümmi çevrelerden gelen bu şairlerin pek çoğu ümmiliği mahlas olarak kullanmışlardır. Ümmi Sinan (öl. 1551?), CemiliRayi,TalibiSiyabiEnveri (öl. 1547), Meşrebi (öl. 1554?), Bidari (öl. 1560?) ve Valihi bu çevrelerin önemli isimleridir.

1436 yılında Ömer b. Mezid tarafından toplanmış ilk nazire mecmuasıMecmuatü’n-Nezair sonra edebiyatımızda tanınmış nazire mecmuaları 16. yüzyıl tarihlidir.
Eğirdirli Hacı KemalCami’ün-Nezair (1512), 266 şair ve 3170 şiire yer verir.
Edirneli NazmiMecma’ü’n-Nezair (1523), 243 şair ve 3356 nazireye yer verir.
Pervane b. AbdullahMecmu’a-i Nezair (1560), 525 şairin 7360 naziresine yer verir.
Budinli HisaliMetaliü’n Nezair (1652).

Nazire mecmuaları biyografi tarihinin de ilk örnekleridir.
Yazıdan çok sözün dolaşımda olduğu gelenekte nazirecilik oldukça önemlidir. Osmanlı şiirinin yerelleşmesine katkı yapmıştır.
Divan tertip eden şairlerin hece ölçüsünde de şiirler söylemeleri bir diğer yerelleşme emaresidir. Meali,UsuliZaifiÂşık ÇelebiFevri ve Muradi (III. Murat) hece ölçüsü kullanmış şairlerdir.

Artikel Terkait

Yorumları Göster
Yorumları Gizle

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4) Yorumunuza emoji eklemek için "Emoticon" butonuna tıklayın.
5)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.


EmoticonEmoticon

Edebiyat yazılılarında başarınızı artırın, kanalımıza abone olun!