Tahir İle Zühre Hikayesi

       Eski zamanda zengin, güçlü ve şöhretli bir Padişah varmış. Bu padişahın malı, mülkü yani her şeyi varmış. Ama padişahın soyun ve tahtını sürdürecek bir çocuğu olmuyormuş. Padişah doktorlara gitmiş, adaklar adamış yine de çocuğu olmamış. Bunlardan fayda göremeyince, kendisini eğlenceye vermiş. Padişahın veziri de aynı dertten mustariptir. Padişah vezirin kendine önerdiği diyar diyar çare aramayı kabul eder. Vezirle beraber yollara düşerler. Bir ağacın altında yaşlı bir dervişle karşılaşırlar. Derviş padişah ve vezirin dertlerini anlar ve koynundan çıkardığı bir elmayı ikiye bölüp verir. İkisinin birer çocuğu olacağını; birinin kızı olacağını; adını Zühre koymalarını; birinin de bir oğlu olacağını adını Tahir koymalarını ve bunların birbiriyle evlenmelerini tembih eder. Bunları ayırmaya kalkanların başlarının dertten kurtulamayacağını da ekledikten sonra kayıplara karışır. Padişahla veziri ülkelerine geri dönerler.  
                                                       
       Dokuz ay on gün sonra padişahın bir kızı, vezirin de bir oğlu olur. Bunlar öyle bir ağlarlar ancak yan yana gelince ağlamayı keserler. İkisini sarayda aynı odaya yerleştirip birlikte büyütürler.  
       En tanınmış hocalardan ders alırlar. Her şeyi beraber uyum içinde yaparlar. Güzel bir çocukluk geçirirler. Fakat on yaşında Zühre Tahir’e bazı hisler beslemeye başlar ve uyurken Tahir’i öper. Tahir kardeş olduklarını sandığı için çok sinirlenir. Zühre o kadar üzülür ki, Allah´a kendisinin beslediği sevginin yarısını Tâhir’e vermesi için dua eder. Tahir’de Zühre’ye âşık olur. Birbirlerine maniler söyleyerek anlaşırlar.
       Her şey böyle iyi giderken Zühre’nin annesi kızını bir vezirin oğluyla değil, bir padişahla evlendirmek istemektedir. Tahir ile Zühre’nin bu aşkını da Zühre’nin annesine bildiren Karadiken adlı zenci köledir. Padişah her ne kadar kızını Tahir’le evlendirmek istese de karısı Beliboncuk adlı büyücüden aldığı büyülü şerbet içirerek Padişah’ı bu fikrinden caydırırlar. Padişah Tahir'den soğur ve onu saraydan kovar. Tahir’in anne ve babası da öldürtülür. Tahir bu olayın acısıyla kendisini yollara vurur. Avare avare dolaşmaktadır dağlarda.
       Tahir bir gün bahçıvanbaşıyla karşılaşır. Bahçıvanbaşı olan biteni Tahir’e anlatır. Tahir Zühre’nin onun için özel olarak yaptırılan Billur Köşk’te olduğunu öğrenir ve oraya gider. Maniler, türküler söyleyerek sitem eder. Zühre de olayları dadısından öğrenir ve her şeyi Tahir’e açıklar. Karadiken bunları görünce yine padişaha haber verir. Padişah da askerlere Tahir’i yakalatıp Mardin Kalesi’ne hapse gönderir. Bu kalede Tahir türlü işkenceler görür, türlü eziyetler. Yedi yıl burada geçer.  Zühre de içine kapanır. Bir gün Mardin’e giden bir kervandaki Keloğlan aracılığıyla Tahir’e bir mektup gönderir. Tahir bunun üzerine Allah’a dua eder ve kendisini zindandan kurtarmasını ister. Duası kabul olur zindanın açılan kapısından siyah atıyla Hızır gelir ve onu atına alıp, o uyurken Zühre’nin köşkünün önüne bırakır. Kırk gün boyunca Zühre Tahir’i konağa alır. Çok eğlenirler. Fakat Karadiken bunları yine görür ve yine padişaha söyler. Padişah da üzerine asker salar. Fakat Tahir hepsini öldürünce Padişah oyuna başvurur ve Tahir’e teslim olursa düğünlerini yapacağını söylence o da teslim olur. Ama padişah onu bir sandığa hapsedip Şat Nehri’ne atar. Şat Nehri kenarında hüküm süren çöl beyinin üç kızı Zühre'nin arkadaşıdır. Kızlar Tahir’i kurtarırlar. Üçü de Tahir’e aşık olurlar. Tahir’de bunu anlayınca oradan kaçar ve aksakallı pirin de yardımıyla ülkesine döner. Bu sırada Zühre bir padişaha verilmiş, düğün hazırlıkları yapılmaktadır.
       Tahir, âşık kılığına girerek düğün evine varır. Burada herkesle mani atışmaları yapar kimse baş edemez onunla. Zühre burada Tahir’i görür ve çok sevinir. Düğün hamamı günü kaçmaya karar verirler. O gün Tahir yol başında iki atla bekler. Ama Karadiken onları görür ve yine padişaha haber verir. Tahir yine yakalanır. Padişah ona içinde Zühre geçmeyecek bir türkü söylemesini ister. Ama o yapamaz. Padişah da Tahir parça parça ettirir. Bunu duyan Zühre de Tahir’in yanı başında can verir. Zühre’ye aşık olan ve bunca kötülüğü bunun için yapan Karadiken de kendisini öldürür. Zühre’nin anne babası da bu acıya dayanamayıp yere yıkılır ve ölürler.
       Tahir ile Zühre’yi yan yana mezarlara koyarlar. Baş uçlarına da Karadiken adlı köle gömülür. Zühre’nin mezarının üstünde bir pembe gül, Tahir’in mezarının üzerinde ise bir kırmızı gül biter. Karadiken’in mezarında ise kara bir diken çalısı biter. Bu çalı bu güllerin kavuşmasını engeller. Burayı ziyaret eden her âşık çalıyı keser ama o yeniden çıkar.



Yazıya Tepkini Göster!

Bir Yorum Yaz

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar