KONUSU:
Dânişmendnâme; Anadolu'nun fethini ve bu mücadelenin kahramanlarını anlatan, 12. yüzyılda sözlü olarak şekillenen 13. yüzyılda yazıya geçirilen İslâmî Türk destanlarındandır. XI. Yüzyılda yaşamış Türk devlet adamı Melik Dânişmend Gazi'nin hayatını, savaşlarını, Anadolu'daki bazı şehirlerin fethini ve çeşitli kerametlerini anlatmaktadır. Danişmendnâme'de hikâye edilen olayların tarihi gerçeklere uygunluğu, kahramanlarının yaşamış Türk beyleri olmalarından, Anadolu coğrafyasının gerçek isimleriyle anılmasından dolayı uzun süre tarih kitabı olarak nitelendirilmiştir. Köroğlumetni destan adıyla anılmakla ve bazı destanî niteliklere de sahib olmakla birlikte XX. yüzyılda Anadolu'dan derlenen örnekleri daha çok halk hikâyesi geleneğine yakındır. Anadolu'da hikâyeci âşıklar tarafından 24 kol halinde anlatılır.

OLAYIN OLUŞUM AŞAMALARI:
Ø  Danişment Gazi’nin Zile’yi fethetmek için hazırlık yapmaları
Ø  Kafirlerin gece baskını yapıp yüz kişiyi şehit etmeleri ve kaleye çekilmeleri
Ø  Melik Gazi’nin askerleriyle kaleye hücum etmeleri
Ø  Abdurrahman Gazinin mancınık almak için Tokat’a gitmesi ve Gümeneklilerin isyan ettiğini görmesi

Ø  Kafirlerin İslam askerlerine saldırmaları ,bazılarını esir alıp  kaleye çekilmeleri
Ø  Melik’in üzgün şekilde  geri dönmesi
Ø  Melik’in otağında bir papaz görmesi ve onun kaleye giriş yolunu bildirilmesi için gönderildiğini söylemesi
Ø  Melik Gazinin papazın gösterdiği yoldan gizlice kaleye girmesi
Ø  Kalenin zapt edilmesi ve Emenos’un öldürülmesi
Ø  Melik Gazi ve (edebiyatfatihi'nden alınmıştır) askerlerinin Tokat’a hareket etmesi
Ø  Düşmanla savaşılması ve Tokat’ın ele geçirilmesi

EK BİLGİ: Danişmentoğulları Beyliği Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın komutanlarından Danişment Gazi Gümüştegin Ahmet Bey tarafından kuruldu. Başkenti Sivas’tır. Beyliğin sınırları zamanla Tokat, Niksar, Amasya, Çankırı, Çorum, Kastamonu, Kayseri, Elbistan ve Malatya’ya kadar ulaşmıştır. Danişment Gazi Anadolu Selçuklu Sultanı I.Kılıç Arslan ile birlikte Haçlılara karşı büyük başarılar kazandı.Verilen metinde Danişment Gazi’nin(edebiyat fatihi farkıyla...) Haçlılara karşı gösterdiği kahramanlıklarla   Zile ve Tokat’ı ele geçirdiğini görüyoruz.Tarihi gerçeklikler metinde olağanüstü özellikler katılarak anlatılmıştır.
EK BİLGİ: Alp kelime anlamı yiğit, kahraman, bahadır ve cesur olup savaş meydanlarında gözünü kırpmadan hak uğrunda çarpışan askerdir. Türkler İslam’ı kabul etmeden önce cihan hâkimiyeti sloganı ile Alp ruhuyla savaşırken İslamiyet’i kabul ettikten sonra eren ruhunu da bünyesine sindirerek Alperenlik ruhuyla İla-yı Kelimetullah üslubunda cihad karakterini kazanmıştır. İ’la-yı Kelimetullah ,(edebiyatfatihi.blogspot.com)Allah’ın ismini ve Kitabını (yani sözleri ve mecmuası olan Kur’anın yasa olarak uygulanması) yüceltmek demektir. Alp’lik ilk olarak Gazneliler devrinden itibaren Müslüman emirlerin hükümlerinde kullanılmaya başlamıştır. Abdulkerim Satuk Buğra Han’ın İslamı kabul etmesiyle birlikte erenlik vasfı, (yani İslamın yaşayış biçimini de alarak) Alperenlik sıfatına kavuşarak Müslüman olan Türkler arasında yayılmıştır.Örneğin Alptegin, Alpaslan, Alp-er han ve Osmanlılarda Gündüz Alp gibi isimler de kullanılmaya başlanmış ve aynı zamanda da Mücahid dervişlere de Alperen denilmeye başlanmıştı.(edebiyatfatihi.blogspot.com'dan alıntıdır)Alperenler Osmanlının kuruluşunda büyük rol oynamışlardır. Alperenler daha ziyade sınır boylarında görev almışlardır. Devletin sınırları genişledikçe uç boylarına doğru kayarak orada İslamı yaymak suretiyle büyük tebliğ görevini yaparken düşmana karşı savaşmayı da Alperenlik ruhuna uygun olarak yaparlardı.
Danişmentname  DİL ÖZELLİKLERİ
Ø  Kısa cümleler kullanılmıştır.”
Ø  Oğuz Türkçesinin özelliklerini taşımaktadır.
Ø  Özgün metinde kullanılan bazı seslerle günümüz Türkçesindeki sesler arasında farklılaşmanın olduğu görülmektedir.
SES DEĞİŞİKLİĞİNE UĞRAYAN KELİMELER:
§  Kılur > kılar (u>a değişimi)
§  Kal’a > kale (a>e değişimi)
§  Kapusın > kapısını
§  Açup > açıp
§  Turdılar > durdular
§  Karşu> karşı
§  Turup > durup (t > d değişimi)
§  Ceng iderlerdi >  cenk ederlerdi  (i>e & g>k değişimi)
§  Kalup > kalıp
§  Kafirün >kafirin
§  Niçesi > nicesi
§  Ugrın (gizli) >günümüzde kullanılmamaktadır
§  Kankı> hangi
§  Var-ısa> varsa
§  Bağladılar > bağladılar (g>ğ değişimi)
§  İrdiler > erdiler
BATTALNAME İLE DANİŞMEN-NAME KARŞILAŞTIRILMASI



BATTAL-NAME
DANİŞMENTNAME
KONU
Battal Gazi’nin İstanbul macerası
 Danişment Gazinin Haçlılara karşı gösterdiği kahramanlıklar
KİŞİLER

Her ikisinde de zalimlerle mücadele eden ve bu mücadele esnasında büyük kahramanlıklar gösteren ideal tipler (Battal Gazi-Danişment Gazi) vardır.
Ayrıca ana kahramanın yanında olayın akışında ikinci dereceden etkili yardımcı karakterler vardır.
Abdurrrahman-i Tokadi, Şah Şattat, Eyyüb, Süleyman, Emiran …)
OLAY
ÖRGÜSÜ
Ana olaya bağlı   sebep-sonuç ilişkisi içinde  gelişen yer yer olağanüstü nitelikler taşıyan olay örgüleri vardır.
MEKAN
Rum,Malatya şehri,Cebel Dağı, Bağdat,meydan, " gibi mekanlar...Bu mekanlar “yer “adı olarak geçmiş, tasvirlerle anlatılmamıştır.
“Turhal,Zile,kale,kilise,Tokat,Firenk Dağı gibi mekanlar…”
Bu mekanlar yer adı olarak geçmiş, tasvirlerle anlatılmamıştır.
ZAMAN
“Bir gün, ertesi gün,sonra, o dem" gibi belirsiz zaman ifadeleri..."
“Bu arada, o gece, akşam vakti,bu haberi alınca, sabah olup…” gibi zaman ifadeleri kullanılmıştır.


             Her iki eser de destan geleneğine bağlı olarak oluşturulmuştur.

Dânişmendnâme'nin Anlamı (ek bilgiler)

Dânişmend Gazi Destanı'nın yazılışını üç aşamada incelemek gerekmektedir. Eser, üç ayrı müellif tarafından farklı yüzyıllarda kaleme alınmıştır. İlk olarak, Mevlânâ İbn-i Ala tarafından II. İzzeddin Keykavus zamanında, yine onun emriyle H.642/M.1244-45 tarihinde te'lif edildiği tahmin edilmektedir. Bugün elimizde bulunan Dânişmend Gazi Destanı nüshaları, Tokat Kalesi dizdarı Arif Ali tarafından, Mevlânâ İbn-i Alâ'nın te'lif ettiği eser yeniden kaleme alınarak vücut bulmuştur. İkinci konusunda da kesin bir tarih yoktur. Ancak birçok araştırmacı H.762/M.1360-61 tarihinde, yani I. Murat devrinde kaleme alındığı konusunda birleşir. Eserin üçüncü safhası ise XVI. yüzyıl tarihçilerindŞen Gelibolulu Mustafa Alî'nin Mirkatü'l-cihâd'ıdır. Gelibolulu, adı geçen eserini, Arif Ali'nin kaleme aldığı Dânişmend Gazi Destanı'nın nüshalarından birini esas alarak yazmıştır..

Hem tarihi olayların hem de metinlerin yazıya geçirilişi açısından Dânişmend Gazi Destanı, Battal Gazi Destanı ve Saltık Gazi Destanı zincirinin ikinci halkasını oluşturur. Dânişmend Gazi Destanı, Battal Gazi Destanı'nın tamam olduğunu, Battal Gazi ve gaza arkadaşlarının ebediyete intikal ettiğini bildiren cümlelerle başlar.

Eserin şimdiye kadar on dokuz nüshası tespit edilmiştir. Arif Ali'nin kaleme aldığı Dânişmend Gazi Destanı Oğuzcanın Anadolu'da hakim duruma geçtiği yıllarda yazılmıştır ve oldukça sadedir.

Dânişmend Gazi Destanı, on yedi meclisten oluşan büyük bir eserdir. Eserde bulunan meclisler müstakil olmakla beraber birbirinin devamı niteliğindedir. Yani konular hep birbirini takip etmektedir ve meclislerin tamamı bir bütünü oluşturmaktadır. Baştan sona kadar nazım-nesir iç içe olan eser, bu yönüyle incelendiğinde türünün diğer örnekleri olan Battal Gazi Destanı ve Saltık Gazi Destanı'ndan farklılık gösterir.

Başta Paris olmak üzere, eserin bazı nüshaları Dânişmend Gazi'nin Malatya'dan fetihler yapmak için çıkış tarihini, hicrî 360 yılı, Recep ayının bir Cuma günü olarak gösterir. Bu, miladi takvimde971 yılına rastlar. Bu tarihte Malatya'dan Türklerin sefere ordu çıkaracak kadar nüfusa sahip olmadığı aşikârdır. Bu yanlışlık Muallim Cevdet ve diğer bazı nüshalarda gün ve ay aynı olmakla beraber hicrî 460 olarak düzeltilmiştir. Bu tarih ise Miladi takvimde 1068 yılına rastlamaktadır. Bu, İbn-i Ala ve Arif Ali'nin yazdığı eserlerde de 460 geçtiğini düşündürmektedir. 1068 tarihi gerçeklere de uymaktadır. Bundan sonra destanda hiç tarih geçmez. Ancak eserde zaman, vak'a ve mekân ilişkileri müellif tarafından ustalıkla gösterilmiştir. Bu ilişkiler iyi bir incelemeye tâbi tutulduğunda zaman ve tarihlerin gerçeğe uyup uymadığı konusunda araştırma yapılabilir.

Eserin sonunda, Selçuklular'ın tahtında Sultan Rükneddin'in bulunduğu kaydedilmiştir. Bu da tarih olarak 1262 ile 1266 yılları arasına rastlamaktadır. Dolayısıyla destan yaklaşık 200 yıllık bir dönemi içermektedir.

Dânişmend Gazi Destanı'nda olayların geçtiği rivayet edilen mekânların tamamının gerçek olduğu söylenebilir. Diğer Anadolu destanları Battal Gazi Destanı ve Saltık Gazi Destanı'nda olduğu gibi efsane ve masal ülkelerine ya da mekânlarına rastlanmaz. Yer isimleri incelendiğinde olayların tamamının Anadolu'da geçtiği görülür ve büyük bir kısmı da tarihi olaylarla uyumludur. Malatya'dan fetihler yapmak için harakete geçen Türk ordusu; Kayseri, Ankara ve Kastamonu çizgisinin kuzeyinde kalan ve Karadeniz'e kadar olan kısmı fetheder. Destanda bu bölge içerisinde bulunan şehirleri ve diğer bazı yerleri eski ve yeni ismimlerle kaydetmekle ve günümüze ulaştırmıştır. Bu coğrafya içinde kalan Sivas, Tokat (Dükiyye), Kayseri (Kayseriyye), Kastamonu (Kastamonuyye vaya İsneboliyye), Bolu (Boliyye), Çorum (Yankoniyye), Gömenek (Sisiyye), Amasya (Amasiyye ve Haraşna), Canik, Osmancık (Eflanus), Ankara (Engüriyye veya Ma'muriyye), Gümüşhacıköy (Gümüş şehri), Niksar (Harsanosiyye), Karahisar, Zile (Karkariyye), Turhal (Kaşan), Malatya (Malatiyye), Çankırı(Mankuriyye), Sinop (Sinobiyye), Samsun (Samiyye), Anadolu (Rum) bizzat hâdiselerin geçtikleri yer veya yerler olarak defalarca zikredilir. Bu coğrafya dışında kalan İstanbul (Kostantiniyye)'un zaman zaman zikredilmesi, buranın Türkler tarafından fethedilmesi hayalinin tarihi seyrinin bir parçasıdır.

Zaman zaman daha da ayrıntıya inilerek bu şehirler içinde bulunan ve olayların geçtiği yerlerdeki kale, ve köylerin isimlerini verir. Özellikle Tokat ve Tokat'a yakın olan yerlerde olan olaylar anlatılırken çok ayrıntıya inilir ve mekânların tasvirlerini yapılar. Yalnızca Tokat'a mahsus bu ayrıntıyı müellifin bu bölgeden olmasına veya buraları iyi tanımasına bağlamaktayız. Ayrıca bu bölgede bulunan akarsuları, dolayısıyla Kızılırmak ve Yeşilırmak'ı eski ve yeni isimleriyle zikreder. Horasan, Bağdat, Halep ve Şam ise Türklerin ilişki içerisinde bulunduğu mekânlardır...



Yazıya Tepkini Göster!

1 Yorumlar

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Yorum Gönderme

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar