KEMALETTİN KAMU (1901-1948)

Kısaca Edebi Kişiliği ve Eserleri:
  • Gurbet şairi olarak tanınmıştır. 
  • Memleketçi şairlerden olup Milli Edebiyat geleneğini sürdürür.
  • Edebiyat aruzla başlamış, daha sonra Milli Edebiyatın etkisiyle heceyle şiirler yazmıştır. 
  • Kurtuluş Savaşı yıllarındaki şiirleriyle dikkat çekmiştir. 
  • İlk şiirlerinde vatan sevgisi, Milli Mücadele Yılları; sonraki şiirlerinde aşk, gurbet, yalnızlık gibi bireysel temaları işlemiştir. 
  • Şiirlerinde sağlam bir söyleyiş ve ahenk vardır. 
  • Pastoral şiir türünün en güzel örneklerinden sayılan "Bingöl Çobanları" şiiri ona büyük bir ün kazandırır. Şiirde Anadolu insanını işler. Şiirdeki "Gönlümü yayla yaptım Bingöl çobanlarına" dizesi unutulmaz dizeler arasında yer alır. 
  •  "Gurbet", Kemalettin Kamu'nun diğer önemli bir şiiri olarak ön plana çıkar.
                                                         
ESERLERİ:

  • Kemalettin Kamu, Hayatı, Şahsiyeti ve Şiirleri (ÖLÜMÜNDEN SONRA)
BİNGÖL ÇOBANLARI

Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum. 
Bu dağların en eski âşinasıdır soyum, 
Bekçileri gibiyiz ebenced buraların. 
Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların 
Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi, 
Her gün aynı pınardan doldurur destimizi 
Kırlara açılırız çıngıraklarımızla... 

Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski, yeni; 
Kuzular bize söyler yılların geçtiğini. 
Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek; 
Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek, 
Dolaştırıp dururuz aynı daüssılayı; 
Her adım uyandırır ayrı bir hatırayı: 

Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda, 
Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam; 
Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda, 
'Suna'mın başka köye gelin gittiği akşam. 

Gün biter, sürü yatar ve sararan bir ayla, 
Çoban hicranlarını basar bağrına yayla. 
-Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al, 
Diye hıçkırır kaval: 
Bir çoban parçasısın olmasan bile koyun, 
Daima eğeceksin, başkalarına boyun; 
Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı, 
Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı 
Uçan kuşları düşün, geçen kervanları an! 
Mademki kara bahtın adını koydu: Çoban! 

Nasıl yaşadığından, ne içip yediğinden, 
Çıngırak seslerinin dağlara dediğinden 
Anlattı uzun uzun. 
Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun 
Nadir duyabildiği taze bir heyecanla... 
Karıştım o gün bugün bu zavallı çobanla 
Bingöl yaylarının mavi dumanlarına, 
Gönlümü yayla yaptım Bingöl çobanlarına!

GURBET

Gurbet o kadar acı
Ki, ne varsa içimde
Hepsi bana yabancı
Hepsi başka biçimde

Eriyorum gitgide
Elveda her umide
Gurbet benliğimi de
Bitirdi bir biçimde

Ne arzum ne emelim
Yaralanmış bir el'im
Ben gurbette değilim
Gurbet benim içimde


Kemalettin Kamu

Yazıya Tepkini Göster!

1 Yorumlar

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

  1. Gurbet şiiri muhteşem.. İlk okudugumdan beri bitiyorum bu şiire..

    YanıtlayınSil

Yorum Gönderme

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.

Daha yeni Daha eski

Reklam

Reklamlar