Kitap Cevapları

1 Kas 2012

9.SINIF EDEBİYAT 46-75.SAYFA CEVAPLARI,ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ

Reklamlar


9.Sınıf Edebiyat Kitabı 2.Ünite:Şiir İnceleme Yöntemi (Sayfa 46,47,48,49,50,51)
ÇÖZÜMLEME / İNCELEME
1. metin
ÇAĞIRAYIM MEVLÂ’M SENİ
ÇAĞIRAYIM MEVLÂ’M SENİ
Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlâ’m seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlâ’m seni
Su dibinde mâhi ile
Sahralarda âhû ile
Abdal olup “Yâ hû” ile
Çağırayım Mevlâ’m seni
Gökyüzünde İsa ile
Tûr Dağı’nda Mûsa ile
Elindeki âsâ ile
Çağırayım Mevlâ’m seni
Yunus Emre

1. a. Yunus Emre, şiirini oluştururken aşağıdaki hangi özelliklerden yararlanmıştır? İşaretleyiniz.
Dönemindeki sosyal, siyasi, idari, adli, askerî,   dinî güçlerin etkinliklerinden
xxx
Sivil toplum örgütlerinin etkinliklerinden

Ticari hayat ve eğitim etkinliklerinden



b. İşaretlediğiniz etkinliklerin birlikte oluşturdukları duygu, anlayış ve zevkin bütünü; şiirdeki hangi unsurun belirlenmesi için ölçüttür? Bu etkinliklerden sadece birine indirgenerek şiirin oluşmasına imkân sağlayan zihniyetin belirlenmesi mümkün müdür? Düşüncelerinizi nedenleriyle belirtiniz.
b. Bütün şiirlerin oluşturdukları anlamları tek bir nedene bağlamak doğru olmaz. Çünkü şiirleri doğru anlamak için dönemin siyasi, askeri, ekonomik , dini yapıları da göz önüne alınmadır. Şiirler şairleri içinde bulunduğu her ortamdan etkilenerek yazılır.

c. XIII. yüzyılın ortasıyla XIV. yüzyılın ilk yarısında yaşayan Yunus Emre bu dönemlere ait dinî ve sosyal görüşü şiirine nasıl yansımıştır? Yunus Emre bu görüşleri hangi kelime, kavram ve söyleyişlerle vermiştir? Aşağıya yazınız.
ç. Yunus Emre’nin şiirinde tasavvuf izleri görülmektedir. Tasavvufta amaç kişinin Allah’a ulaşmak için çaba sarf edip gerekli ibadetleri yapması beklenilir. Abdal, mevlam, hu, İsa , Musa… gibi kavram ve isimler o dönem toplumunda İslamiyet’in ve tasavvufun etkisi olduğu görülür.

2. metin
KASİDE
I. Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten
II. Ne mümkün zulm ile bî dad ile imhâ-ı hürriyyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten
III. Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyân ey yâreli şîr-i jiyân bu hâb-ı gafletten
Namık Kemal

Günümüz Türkçesiyle
I. Çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimiyetten sapmış görerek kendi arzumuz ve saygınlığımızla devlet kapısından ayrıldık.
II. Zulüm ile işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak ne mümkün; eğer kendinde bir güç görüyorsan insanoğlundan anlama yeteneğini kaldırmaya çalış.
III. Ey yaralı kükreyen aslan, senin gezdiğin güzel sahralar, zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan!

ç. Tanzimat Dönemi sanatçılarının niçin hak, adalet, hürriyet, insanlık, düşünce gibi kavramları işlediklerini, “Kaside” adlı şiirden yola çıkarak açıklayınız. Bu konuda yaptığınız araştırma çalışmasından edindiğiniz bilgileri de kullanınız. Tanzimat Döneminde hangi sanat anlayışları etkili olmuştur? Aşağıya yazınız.
ç. Tanzimat  döneminde Batılılaşmanın etkisinde toplumun birçok tabakasında değişim başlamıştır. Bunun sonucunda insanlarda hak , adalet, özgürlük kavramları ortaya çıkmıştır.
Birinci dönemdeki sanat anlayışı : Sanat toplum için anlayışı hakimdir.
İkinci dönemdeki sanat anlayışı : Abdülhamit’in baskılarından dolayı sanat için sanat anlayışı hakimdir.

Okuduğunuz şiirde bu sanat anlayışlarından hangisinin etkisi vardır?
Okuduğumuz metinde birinci dönem sanat anlayışının hakim olduğu görüyoruz.

3. metin
CENGE GİDERKEN
Bu topraklar ecdadımın ocağı,
Evim, köyüm hep bu yerin bucağı,
İşte vatan! İşte Tanrı kucağı!
Ata yurdun evlât bulmaz, giderim.
Tanrı’m şahit, duracağım sözümde,
Milletimin sevgileri özümde,
Vatanımdan başka şey yok gözümde.
Yâr yatağın düşman almaz, giderim.
Mehmet Emin YURDAKUL

d. “Kaside” ve “Cenge Giderken” adlı metinlerden öğrendiğiniz kadarıyla bu şiirlerin yazıldığı dönemlerde ülkemizin içinde bulunduğu sosyal, siyasi ve kültürel hayatın özelliklerini aşağıya yazınız.
d. Tanzimat ve Milli Edebiyat dönemlerinde Osmanlının kabuk değiştirdiği dönemler olarak göze çarpmaktadır. Tanzimat’ta Batılılaşma, Milli Edebiyat  döneminde ise Türkçülük düşüncelerinin hakim olduğunu görürüz. Bu iki toplumsal hayatta başlıca değişiklikleri ortaya çıkarmıştır. Siyasi hayatta meclis ve seçme hürriyeti getirmiştir. 

e. Yunus Emre şiirinde “Çağırayım Mevlâ’m seni” derken döneminde etkili olan tasavvuf ve edebiyat anlayışını ne ölçüde yansıtmıştır? Açıklayınız.
e. Yunus Emre Anadolu’da tasavvuf edebiyatını kuran kişilerin başında gelir ve bunu da sonuna kadar eserlerine ve topluma yansıtmıştır.

f. Kaside, XV. yüzyıldan sonra gelişen divan şiirinde pek çok örneği verilen bir şiir türüdür. Kasideler din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla belirli kurallarla oluşturulur. İkinci metin olarak verilen Namık Kemal’in şiiri, şekil bakımından bir kasidedir. Bu şiirin verilen beyitlerini inceleyerek konusunu bulunuz. Namık Kemal’in kasidesinde divan şiirinde yazılan kasidelerin etkisi olup olmadığı ve Namık Kemal’in divan şiiri geleneğinin etkisinde kalıp kalmadığı hakkındaki düşüncelerinizi nedenleriyle belirtiniz (Bu soruyu cevaplandırırken araştırma çalışması olarak okuduğunuz kasidelerin özellikleri hakkındaki düşüncelerinizi de belirtiniz.).
f. Namık Kemal’in yazmış olduğu kaside şekil bakımında Divan edebiyatındaki kaside ile aynı özelliklere sahiptir. Tek farkı Namık Kemal kasideyi bir devlet büyüğüne değil de soyut olan hürriyet kavramına yazmıştır. Bunda da geleneği etkisi elbette vardır ama Namık Kemal burada geleneği biraz değiştirip geliştirip bir sonraki kuşağa aktarmıştır.

4. metin
BİR’LER
Mavidir renklerin en çok doğup en çok boğanı

Okyanus, belki uyanmaz diye asla uyumaz.

İster ki deniz, tek yunus olsun, onu sevsin

Bir biçim bulsa bulut kendine ağlar mıydı?

Talât Sait HALMAN

5. metin
Günümüz Türkçesiyle
Sitem hep âşinâlardan gelür bîgâneden gelmez.              Sitem hep tanıdıklardan gelir, yabancıdan gelmez.
Nâbî

Günümüz Türkçesiyle
O mâhîler ki deryâ içredür deryâyı bilmezler.                     O balıklar ki denizin içindedir denizi bilmezler.
Hayalî

Ney gibi delindi ciğerüm ışkun elinden
Ahmed Paşa

2. a. Dördüncü metin olarak verilen “Bir’ler” birer dizelik şiirlerdir. Beşinci metin olarak verilen dizeler ise farklı şairlerin şiirlerinden alınmış mısra-ı berceste (seçkin dize)lerdir. Divan şairlerinin çoğu, gelişigüzel şiirler yazmaktansa derin anlamlar içeren tek bir dize söylemeyi sanat yeteneği olarak kabul ederler. Bu dizelerin her birinde bir tema, anlam ve ses bütünlüğü olup olmadığını tartışınız. En küçük şiir biriminin adı nedir? Belirtiniz.
2. Divan şiirindeki dizelerin her birinde bir anlam ve ses bütünlüğü vardır. Şiirde yapının en küçük birimi mısradır.

6. metin
GAZEL
I. Akıbet gönlüm esîr itdün o gîsularla sen
Hey ne câdûsun ki âteş bağladın mûlarla sen
II. Gamze-i fettânunı koydun ki yıkdı âlemi
Bahse talmışken çeh-i Bâbil’de câdûlarla sen
Nedim
Günümüz Türkçesiyle
I. Sonunda o saçlarla gönlümü esir ettin, hey sen nasıl bir büyücüsün ki kıllarla ateşi bağladın.
II. Sen Babil kuyusunda büyücülerle bahse dalmışken bıraktığın fitneci gamzen (yan bakışın) dünyayı yıktı.

7. metin
VATAN MERSİYESİ’nden
Âh, yaktık şu mübarek vatanın her yerini
Saçtık eflâke kadar dûdunu âteşlerini
Kapadı gözde olanlar çıkacak gözlerini
Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini
Serilip hâk-i hakarette vatan can veriyor
Yetişin son nefesimdir, gelin imdâda diyor
Sevgili vâlidemiz âkibet elden gidiyor
Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini
Bu vatandır dağıtan âleme ilm ü edebi
Bundadır Beyt-i Harem Mescid-i Aksâ-yı Nebi
Ne belâ çektik ise hep bu vatandır sebebi
Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini
Namık KEMAL

8. metin
Karanfil deste gider
Kokusu dosta gider
Sevip de alamayan
Gurbete hasta gider
Anonim
hzl.: Muammer SUN

b. Nedim’in gazeli, “Vatan Mersiyesi” ve 8. metin olarak verilen mâni aynı sayıda dizeden mi oluşmuştur? Bu şiirlerdeki dize sayısının farklı oluşunun nedeni ne olabilir?
b. Aynı dize sayısından oluşmaz. Mani dört dizeden oluşur gazel ise kitaptaki şekli ile 4 dize oluşur ama normalde 10 dize ile 30 dize arasında değişir. Bu farklılığı oluşmasında en büyük neden gelenektir. Gelenekte gazel 5-15 beyitten mani ise tek dörtlükten oluşur.

3. a. Şiir birimleri dize, beyit, bent, kıta ve şiir cümleleri olarak gruplandırılıp adlandırılırken hangi özellikler göz önünde bulundurulmuştur? Açıklayınız. Şiir birimlerinin anlam ve ses kaynaşmasıyla bütünleşerek nazmın hangi özelliğini oluşturabileceğini belirtiniz.
3.a. Bu gruplandırmalarda dize sayıları belirleyici olmuştur. İki dize varsa buna beyit dört dize varsa buna kıta denmiştir.

9. metin
KARA SEVDA
ak bir yaban güvercini
gibiydin aşk
vişnelere
bulaştın kirlendi beyazın.
takılmayan
telli duvak
verilmeyen mendil
düşlerde
kaldın.
…..

b. “Kara Sevda”adlı şiirde kaç şiir cümlesi vardır?  Bu şiir cümlelerindeki anlam hangi tema etrafında bütünleşmiştir? Bu şiirin nazım şekli incelenen diğer metinlerden farklı mıdır? Bu farklılığın nedenini tartışınız. Tartışmanız sonucu oluşan ortak görüşü tahtaya yazınız.
b. 9 tane cümleden oluşmuş. Başlıktan anlaşılacağı gibi tema Kara Sevda’dır.  Farklıdır. Nedeni diğerleri gibi dizelerdeki ölçüye dikkate edilmemiş ve serbest nazım şekli ile yazılmıştır.  Aruz ya da hece ile aynı şekil ortaya çıkmazdı. Dizelerdeki hece  ya da ses değerleri eşit olurdu.

10. metin
UZLETTE

c. “Kara Sevda” ve “Uzlette” adlı metinlerde ahenk nasıl sağlanmıştır? Bulunuz. Bu iki metinde kullanılan ahenk unsurları, seçilen kelimeler, anlamı tamamlayan birimler niçin aynı değildir? “Kara Sevda” adlı şiir günümüz şiirlerinden, Uzlette adlı şiir ise Fecriati Topluluğu şiirlerinden bir örnektir. Bu açıklamalardan da yararlanarak şiirlerin  yazıldığı edebî dönemler ve şairlerin sanat anlayışlarının bu farklılıkta ne kadar etkili olduğunu belirtiniz.
c. Kara Sevda serbest nazımla yazılmıştır. Buradaki ahenk unsurları için içses özellikleri, aliterasyon  ve asonanslara önem verilmelidir. Uzlette ise aruz kullanılmış ve buna göre kafiye redif uyak düzeni kullanılarak ahenk sağlanmıştır. Şairler  yaşadıkları dönemde kullanılan yapıları kendi şiirlerine uygularlar.

ç. “Uzlette” adlı metindeki şiirin birimini bulunuz. Bu metnin günümüz diline çevrilmiş hâli mi, orijinal hâli mi daha ahenkli ve anlam yönünden bütünlük içindedir? Görüşlerinizi nedenleriyle belirtiniz.
ç. Nazım birimi baştaki iki bölüm dörtlük diğerleri üç ve tek dize olduğu buna bend demek durumundayız. Tabi şiirin orijinal hali daha ahenklidir.

 d. “Gazel”, “Kara Sevda”, “Uzlette” adlı metinleri ölçü, kafiye, seçilen kelimeler, şiir birimleri, anlamın hangi temalar etrafında bütünleştiği yönlerinden inceleyerek karşılaştırınız. Şiirlerde bulduğunuz ortak ve farklı yönleri listeleyerek arkadaşlarınıza sununuz.
d.

9.Sınıf Edebiyat Kitabı 2.Ünite:Şiir İnceleme Yöntemi (Sayfa 51,52,53,54,55,56,57)

11. metin
MUNZUR DAĞLARI

12. metin

13. metin
MÜSEMMEN

4. a Sınıfınızda üç gruba ayrılınız. 11., 12, 13.  metinlerin birimlerinin hangi tema etrafında bütünleştiğini gruplarınızla tespit ediniz. Bulunan bu temaların soyut bir kavram veya düşünce olarak eser dışında (müzikte, resim sanatında vb.) da var olup olmadığını inceleyiniz. Varılan sonuçları grup sözcüsü aracılığıyla sınıfa açıklayınız.
a. Birinci şiirde Munzur dağları , ikinci şiirde aşkı,  üçüncü şiirde ise Allah’a yapılan yakarışı dile getiriyor. Bu kavramlar edebiyatın dışındaki diğer sanat dallarında da vardır.

b.            Ben bir seyyah Arap olsam
Giysem karayı karayı
Yitirdim nazlı yârimi
Bulsam arayı arayı
Yukarıdaki dörtlükte her bir birimin ne anlattığını belirtiniz. Dörtlüğün anlamının hangi dizede tamamlandığını bulunuz. Dörtlükten bu dizeyi çıkardığınızı düşünürseniz dörtlüğün vermek istediği temaya ulaşabilir misiniz? Neden? Bu dörtlükte ahengi sağlayan kelime ve ekler hangileridir? Şiirdeki ilk üç dize son dizeyle anlam yönünden ilişkilendirilmiş midir? Sorulara verdiğiniz cevaplardan yola çıkarak şiirlerde temayı bulurken nelere dikkat edilmesi gerektiğini aşağıdaki şemayı tamamlayarak gösteriniz.

b. Dörtlüğün anlamı son iki dizede dile getirilmiştir. Burayı çıkarırsak anlam kaybolur ve temaya ulaşamayız. İlk üç dize ile son dize anlam bakımından ilişkilidir. Temayı oluşturan unsurlar: başlık, konu, kelimeler, ekler…

14. metin
SOHBET
Sevgili seninle ben pergel gibiyiz:
İki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevremde:
Er geç baş başa verecek değil miyiz?
Hayyam
c. 12. metin olarak verilen Erzurumlu Emrah’ın şiirinde kaybolan sevgiliyi bulma, onunla beraber dolaşma isteği, aşk konusu olarak şiirde somutlaşmıştır. “Sohbet” adlı metnin konusu da aşktır. Her iki şiirde de aşk teması aynı yönden mi ele alınmış ve işlenmiştir? Düşüncenizi şiirlerden örneklerle açıklayınız.
c. Her ikisinin teması aşk ama aynı şekilde ele alınmamış. 4. Metinde pergel benzetmesi yapılmış.
ç. “Müsemmen” adlı şiirde şair, dünya nimetlerinden uzak imanlı, sabırlı ve kanaatkâr bir yaşam dilerken neden demokrasi ve başbakanlık değil de saltanat ve halifelik istemediğini söylüyor? Niçin Süleyman ve Asaf olmak istemiyor? Şiirin yazıldığı dönemin sosyal, siyasi yaşamı temanın oluşmasında ne ölçüde etkili olmuştur?
Ç. Şiirin yazıldığı dönem Osmanlı toplumu ve kanaatkarlık vurgulandı dönemdir. İnsanlara kanaatkar olmak ve bu dünyanın geçici olduğu anlatılmıştır. Bu da içinde yaşanılan sosyal ve siyasi temayı önemli ölçüde belirler.

15. metin
ÖLDÜKTEN SONRA
Diyecekler ki arkamdan
Ben öldükten sonra
O, yalnız şiir yazardı
Ve yağmurlu gecelerde
Elleri cebinde gezerdi
Yazık diyecek
Hatıra defterimi okuyan
Ne talihsiz adammış
İmanı gevremiş parasızlıktan
Muzaffer Tayyip USLU
d. “Öldükten Sonra” şiirinin şairi M.Tayyip Uslu zor bir çocukluk geçirmiş, parasızlık yüzünden öğrenimini tamamlayamamış, otuz dört yaşında veremden ölmüştür. Şairin şiirindeki tema ile yaşamı arasında nasıl bir ilişki kurulabilir? Her şiirin teması şairinden izler taşır mı? Tartışınız. Tartışmanın sonucu oluşan ortak görüşü tahtaya yazınız.
d. Şairin hayatı ile eserinde ele aldığı konu arasında sıkı bir bağlantı vardır. Her şiiri belirgin bir iz taşımasa da yazar ister istemez bunu eserine aktarır.

 5. a. Aşağıdaki paragrafı ve şiiri okuyunuz. Bu paragraf ve şiirlerde kullanılan dil, birbirinin aynı mıdır? Karşılaştırınız. Bulduğunuz ortak sonuçları maddeleyerek bir poster oluşturunuz. Bu posteri sınıfınıza asınız.

“Atatürk’ün belli bir sanat anlayışı olduğunu zannetmiyorum. Fakat pek ince ve duygulu bir sanat âşığıydı. Hatta diyebilirim ki bir edebî eseri en iyi, en doğru bir şekilde eleştirmesini bilirdi. Çevresindeki yazarlara ancak bu eleştirmeleri sonunda bir değer verirdi.”
Yavuz Bülent BAKİLER

Sana bağlandı gönüller o gün,
Baş kodu yoluna başı olan.
Sana eklendi sevgiler saygılar,
Yüceydin daha da yüceldin o zaman…
Atatürk bir destan oldu koskoca.
Selahattin BATU

16. metin
MÂNİ
Seherdi seçemedim
Dünyayı geçemedim
Gönül bir top ibrişim
Dolaştı açamadım
Anonim

17. metin
KAR
Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.
Sesin nerde kaldı, her günkü sesin,
Unutulmuş güzel şarkılar için
Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan,
Rüzgâr gibi ta eski Anadolu’dan
Sesin nerde kaldı? Kar içindesin!
Ahmet Muhip DIRANAS

b. Mânide kaç cümle vardır? Bu cümleler kaç dizeye yayılmıştır?
b. 3 tane cümle vardır ve anlatılar 4 dizeye yayılmıştır.
c. “Kar” adlı metnin ilk bendini bir cümle olarak aşağıya yazınız. Yazdığınız bu cümlede şiirin duyarlılığı var mıdır? Niçin?
c. Şiiri düzyazıya çevirirseniz şiirde verilmek duyarlılık gider.
ç. Mâni mi “Kar” şiiri mi doğal dile daha yakındır? Neden? Belirlediğiniz metinde doğal dilin imkânlarından nasıl yararlanılmıştır?
ç. Mani,  halk edebiyatıyla ve halk söyleyişine daha yakındır. Doğal dilin olanaklarından faydalanmıştır. Diğer şiirde ise sembolizm ve imge kullanılmıştır.

6. a. “Kar” şiirinde “düşünce ve mavilik” hangi sıfatlarla nitelendirilmiştir? Siz düşünce ve maviliği hangi sıfatla anlatırdınız? Şair niçin sizinle aynı kelimeleri kullanarak şiir yazmamıştır? Her insanın hayali ve düşüncesi neden birbirine benzemez? Açıklayınız.
a. Her insan başka bir alem olduğu için kendi dünyasında farklılıklar gösterir. Bizim anlatmış olduğumuz ifadelere bir başkası aynı şekilde değerlendirmeyebilir.
b. “Kar” şiirinde şairin sesini sorduğu, kimdir ya da nedir? Şair, “Kar” şiirinde hayallerini kelimelerle anlatabilmiş midir? Niçin? İnsanın hayal ve düşüncelerinin kelimelerle anlatılması mümkün müdür? Neden? Şairlerin, sınırlı olan anlatım gücüyle sınırsız olan hayal ve düşünceleri anlatırken neye başvurduğunu “Kar” adlı şiir ve mâniden örneklerle açıklayınız.
b. Şairin sesini sorduğu kişi ya da nesne yoruma açıktır. Anlatabilmiştir.  Bazı insanlar bazen hayallerini ve duygularını anlatacak kelimeler bulamayabilirler. Çünkü bu durum kişinin kendisiyle alakalıdır. Ya kelime hazine yetersizdir ya da hayalleri anlatılamayacak ölçüdedir.

18. metin
DAĞLAR
Başım dağ, saçlarım kardır,
Deli rüzgârlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır.
Şehirler bana bir tuzak;
İnsan sohbetleri yasak;
Uzak olun benden, uzak,
Benim meskenim dağlardır.
Yârimi ellere verin;
Sevdamı yellere verin,
Yelleri bana gönderin;
Benim meskenim dağlardır.
Sabahattin Âli
7. a. “Dağlar” adlı metnin ilk dörtlüğünde şair, dağların kendisi için önemini anlatırken hangi kelimeleri kullanmıştır? “Dağ” kelimesi şaire niçin “baş, saç, kar, deli rüzgâr” kelimelerini çağrıştırmış olabilir? Düz yazılarda da şiirlerdeki gibi imgeler kullanılabilir mi? “Yâri ellere vermek, yârini eller almak” kelime grubu çok sık kullanılan bir anlatım tarzıdır. Bu tür durumların anlatıldığı kelime ya da kelime gruplarına “imge” denilebilir mi? Düşüncelerinizi nedenleriyle açıklayınız.
a. Denilebilir çünkü imge soyut kavramları somutlaştırmak olarak ifade edebiliriz. Bu kelimelerle şair içinde durumu somut hale getirmiş oluyor.

19. metin
NE FAYDA!
Sen benimsin,
Ciğerparem, sevdiğim
Gülden ağır
Söylemem sana!
Saçlarına
Kızıl güller takayım.
Salın da gel,
Bir o yana
Bir bu yana!
Enver GÖKÇE

b. “Ne Fayda!” adlı metinde şair sevdiğine nasıl sesleniyor? Ona niçin “gülden ağır söyleyemeyeceğini” belirtiyor? “Gülden ağır söylemek” sözünü hangi anlamda kullanmış olabilir? Şair “ciğerpare” ve “gül” kelimeleriyle hangi soyut durumu somutlaştırmaya çalışmaktadır?
b. Ciğerparem diye sesleniyor. Gülden ağır söylemek deyimi de incitmemek anlamında kullanılmıştır. Ciğerpare ve gül kavramlarıyla da sevgisini somutlaştırmış oluyor.
8. a. “Kar”, “Dağlar” ve “Ne Fayda!” adlı şiirleri yeniden okuyunuz. Bu şiirlerde soyut düşünceyi somutlaştırmak için hangi imgeler kullanılmıştır? Belirleyiniz. Söz sanatlarının imgelerin oluşmasında nasıl bir işlevi olduğunu belirtiniz.
8.a. Bazı imgeler söz sanatlarıyla oluşturulur. Teşbih, mecaz, istiare gibi sanatlarda imge söz konusudur.

20. metin
Gül hasretünle yollara tutsun kulağını
Nergis gibi kıyâmete dek çeksün intizâr
Bakî

b. Yukarıdaki beyitte hangi varlıktan işiten bir insan davranışı bekleniyor? Hangi varlıktan intizar etmesi (devamlı gözlemek) isteniyor? İnsan olmayan varlıkların (bu beyitte olduğu gibi) insana ait özelliklerle (duyan, düşünen, hareket eden vb.) anlatıldığı sanata ne ad verilir?
b. Gülden insan davranışı bekleniyor. Nergis’in de intizar etmesi bekleniyor. Buradaki söz sanatı da kişileştirme (teşhis) dir.

c. Bakî’nin beytinde, hasreti çekildiği söylenen kim olabilir? Hasreti çeken varlığın adı niçin “gül” olarak adlandırılmıştır? Nergis çiçeğinin mitolojik hikâyesi hakkında neler biliyorsunuz? Beyitteki benzetilen, benzeyen, benzetme yönü ve benzetme edatını bularak aşağıya yazınız. Beyitte sözü daha etkili bir duruma getirmek için aralarında türlü yönlerle ilgi bulunan iki şeyden, benzerlik bakımından güçsüz durumda olan varlığın adı nedir? Nitelikçe daha üstün olan varlığın adı nedir? Bu sanata ne ad verilir?
c. Benzetme de zayıf olan “Benzeyen” , güçlü olan “Kendisine Benzetilen”dir. Bu iki unsurun olduğu sanata  benzetme (teşbih) adı verilir.

9. a. Sınıfınızda iki gruba ayrılınız. Aşağıda verilen beyitlerle “Dağlar” ve “Ne Fayda” adlı metinleri söz sanatı kullanılması açısından karşılaştırınız. Bu şiirlerin aralarındaki farkı belirleyiniz.
a. Kısa olması rağmen Ne Fayda şiirindeki söz sanatları daha yoğundur. Diğer şiirde de var ama o kadar değil.

Ah eylediğim serv-i hırâmânın içindir
Kan ağladığım gonce-i handanın içindir
Fuzulî
(serv- i hırâmân: servi boy, gonce-i handan: gonca gülüş)
Bakî çemende hayli perîşân imiş varak
Benzer ki bir şikâyeti var rûzgârdan
Bakî
(rûzgâr: 1. zaman, 2. yel; çemen: çimenlik, mec. dünya; varak: yaprak)

b. “Serv-i hırâmân, gonce-i handan” benzetmeleri bir imge midir? İmge ile söz sanatlarının oluşturulma amacı ortak olabilir mi? Açıklayınız.
b. Evet  buradakiler imgedir. Ortaktır. Anlatılan soyut ifadeleri daha çarpıcı ve somutlaştırmak için kullanılmıştır.

21. metin
GEÇEN DAKİKALARIM
Kim bilir nerdesiniz,
Geçen dakikalarım
Kim bilir nerdesiniz?
Yıldızların, korkarım,
Düştüğü yerdesiniz,
Geçen dakikalarım.
Gün geldi, saat çaldı,
Aranızda verin yer;
Sararmış biri kaldı!..
Necip Fazıl KISAKÜREK

10. a. “Geçen Dakikalarım” adlı metinde “dakika” kelimesi sadece bir zaman birimi anlamı mı taşımaktadır? Bu kelimenin çağrıştırdığı kavramlar nelerdir? Bu kelime, şiirde başka hangi anlamları kazanmaktadır? Şiirdeki söyleyiş özelliği ve “nerdesiniz, yerdesiniz”, “dakikalarım, korkarım”; “çaldı, kaldı” kelimelerindeki ses benzerlikleri, şiirin sezdirmek istediği anlama ne ölçüde yardımcı oluyor?
a. Hayır sadece dakika olarak kullanılmamıştır.  Yaptığı çağrışımlar; sararmış yaprak olabilir, yaşlanmış bir kişi olabilir. Ses benzerlikleri de anlama elbette katkısı olacaktır.

b. “Gün geldi, saat çaldı” dizesindeki gün ve saat hangi anlamlarda kullanılmıştır? Şiirde mecaz anlamın, gerçek anlamın önüne çıkmasının nedenini verilen diğer metinlerden örneklerle açıklayınız.
b. Gün geldi, saat çaldı hayatın son bulması anlamında kullanılmış olabilir. Şiirde şairin asıl vurgulamak istediği temel anlam değil mecaz anlamdır. Şiirde önemli olan mecazların yoğunluğudur.

11. Ne Fayda!” adlı şiiri, Bakî’den alınan beyit ile şiir dilleri açısından karşılaştırarak bulduğunuz benzerlik ve farklılıkları aşağıya yazınız.
Benzerlikler  
Farklılıklar
Benzetmeler   var.
Ne fayda   sade diğeri Arapça ve Farsça kelime var.
İmgeler   var.
Biri halk   söyleyişine diğeri değil.

Hangi şiirin dili daha sanatlı ve anlam yönünden daha kapalıdır? Neden?
Baki’den alınan şiir daha sanatlı ve anlam yönünden daha kapalıdır. Çünkü bu şiiri anlamak için hem yabancı kelimeleri gerekir hem de Divan şiir geleneğini bilmek gerekir.
22. metin
MİLLET ŞARKISI
Çiğnendi yeter, varlığımız cehl ile kahre
Doğrandı mübârek vatanın bağrı sebebsiz.
Birlikte bugün bulmalıyız derdine çâre;
Can kardeşi, kan kardeşi, şan kardeşiyiz biz.
Millet yoludur, hak yoludur, tuttuğumuz yol;
Ey hak, yaşa; ey sevgili millet, yaşa … Var ol!
Tevfik FİKRET
12. a. Sınıfınızdan iki arkadaşınızı seçiniz. Bu arkadaşlarınızdan biri “Millet Şarkısı” adlı şiiri düz yazı gibi diğeri ise şiir gibi okusun. Metni şiir ve düz yazı gibi okuyan arkadaşlarınızın çıkardıkları seslerin aynı olup olmadığını tartışınız. Tartışmanız sonucu oluşan ortak görüşü tahtaya yazınız.
a.Şiiri etkili kılan okunuşu ve anlamındaki duygunun verilmesidir. Çıkan sesler aynı olabilir ama etki aynı olmaz.

23. metin
TÜRKÜ
Pınar başından bulanır                                (Pı nar ba şın dan bu la nır : 8’li hece ölçüsü, duraksız)
İner ovayı dolanır
Sende çok mallar talanır

Dağlar duman oldu                       (Dağ lar du man ol du : 2 + 2 + 2 = 6’lı hece ölçüsü)
Çayır çemen oldu
Ben yâri görmedim                        (Ben yâ ri gör me dim : 3 + 3 = 6’lı hece ölçüsü)
Hâlim yaman oldu
Anonim
b. “Millet Şarkısı” ve “Türkü” adlı metinlerde ahengi sağlayan ses, hece, kelime ve dizeler var mıdır? İnceleyiniz. Bu iki şiirin söyleyişleri (coşkulu, hüzünlü, sevinçli vb.) aynı mıdır? Belirleyiniz.
b. Her iki metinde ahenk unsurlar vardır ama her iki şiirinde okunuşları birbirinden faklıdır. 1. Şiir coşkulu 2. Şiir ise hüzünlü okunuşa sahiptir.
c. Türkü’nün birinci bölümü (bend) ve ikinci bölümündeki (kavuştak) dizelerin ses özellikleri, ölçüsü ve durakları niçin farklı oluşturulmuştur? Açıklayınız.
c. Türküler müzik eşliğinde söylenir . Kavuştak ve bend olmak üzere iki bölümden oluşurlar. Bu iki bölümünde ezgi ve söylenişleri birbirinden faklıdır.

24. metin
GAZEL
I. Bu gamze değil / belâdır ey dost

Bu hande değil / cefâdır ey dost
II. Ben yâd— mıyım ki cân seninle
Halk olmadan âşinâdır ey dost

Ölçü: Mef’ûlü mefâ’ilün fa’ûlün
Ahmet Paşa
13. Ahmet Paşa’ya ait gazelin ilk beytini sesinize robot sesi tonu vererek okuyunuz. Daha sonra da sesinize duygu tonu katarak okuyunuz. Bu iki okuma arasındaki farklılığın nedenini belirtiniz.
13. Ritim, ahenk ve ses özelliklerini kaybeder.

25. metin
SALKIM SÖĞÜT
Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkım söğütler yıkıyordu suda saçlarını
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat …
Atları rüzgâr …
Atları …
At …
Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!
Nâzım HİKMET
14. a. Sınıfınızda üç gruba ayrılınız. Grubun ilkiyle 23. metin olarak verilen türküyü, ikincisiyle 24. metin olarak verilen Ahmet Paşa’nın şiirini, üçüncüsüyle “Salkım Söğüt” adlı metni; dizelerindeki ses özellikleri, duraklarının düzenli verilmesi ve şiir vezinlerinden dolayı bir ritim farklılığı olup olmadığı ölçütleriyle inceleyiniz. Bulduğunuz sonucu sınıfınıza açıklayınız.
a.            Türkü: Hece ölçüsü kullanılmış
Ahmet Paşanın şiiri: Aruz ölçüsü kullanılmış
Salkım Söğüt: Serbest tarzda yazılmıştır.
Her şiirin ölçüsü ne olursa olsun farklı bir okunuşa ve ses özelliğine sahiptir.

b. “Millet Şarkısı”, “Türkü”, “Salkım Söğüt” adlı metinlerin ve Ahmet Paşa’ya ait şiirin hangi şiir ölçüleri kullanılarak oluşturulduğunu belirtiniz. “Millet Şarkısı” adlı şiirin ölçüsü diğer metinlerden hangisine benziyor? Bulunuz.
b. Türkü ve Ahmet Paşa’nın şiirleri ölçülü tarzda yazılmıştır. Salkım Söğüt şiiri diğerlerinden faklıdır. Millet Şarkısı aruzla yazıldığı Ahmet Paşa’nın şiirine benziyor şekil olarak.

15. a. Türkünün ilk bendinin kafiye düzeni aşağıda verilmiştir. Siz de kavuştak bölümünün kafiye düzenini bulunuz.
a.            Dağlar duman oldu         
Çayır çemen oldu
Ben yâri görmedim
Hâlim yaman oldu
Oldu sözcükleri redif,   -n sesi ise yarım kafiyedir.

b. “Bu gamzdeğil belâdır ey dost
Bu handdeğil cefâdır ey dost” beytinde ve
Atlılar atlılar kızıl atlılar,
Atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat
Atları rüzgâr…
Atları…
At
Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!”
bendinde söyleyiş farklılığı var mıdır? Her iki şiirde de kafiye ve redif bulunuyor mu? Bu şiirlerden hangisini dize ortasından bölerseniz bir dörtlük kafiyesi bulursunuz? Bu şiirlerin hangisinde sesli (asonans) ve sessiz (aliterasyon) harflerin tekrarından doğan bir ahenk kullanılmıştır?
Beyitteki koyu yazılan kelime ve ekler ile bentte ve beyitte altı çizili seslerin özellikleri nedir? Açıklayınız.
b. Söyleyiş farklılığı vardır. Bu şiir serbest nazımla yazıldığı için diğerlerinden farklıdır.

16. a. “Millet Şarkısı” adlı metin Serveti fünun Edebiyatı, Ahmet Paşa’ya ait “Gazel” Divan Edebiyatı, “Salkım Söğüt” adlı şiir Cumhuriyet Dönemi Edebiyatına ait edebî ürünlerdir. Türkü anonim olduğu için hangi edebî dönemde oluşturulduğu kesin olarak söylenemez. Bu dört şiirin hepsinde de kendine ve dönemlerine özgü bir ses ve ritim anlayışı mevcuttur. İncelenen bu şiirlerde hangi ses ve ritim unsurları vardır? Aşağıya maddeleyerek yazınız (Soruyu cevaplandırırken farklı edebî dönemlerde oluşan ses ve ritim özellikleri hakkında yaptığınız araştırmadan edindiğiniz bilgileri de kullanınız.).
a. Kısaca söylemek gerekirse  birinci  ve üçüncü şiir aruzla yazılmıştır. Aruz ölçüsü ile müzik iç içe geçmiştir. Burda kafiye ve rediflerin kullanılması ahenk sağlamıştır. Diğer şiirde serbest nazım yazılmıştır fakat burda da ses özellikleriyle şekil özelliklerinin iç içe kullanılması şiiri etkili kılmıştır. (Şiirin şekline bakıldığında her dizede sözcük sayısı azalmaktadır. Şair atlıların yanından ayrılması ile çıkardıkları sesin ufukta kaybolmasını vermeye çalışmışlardır.)

b.“Millet Şarkısı”, “Türkü”, “Gazel” ve “Salkım Söğüt” adlı şiirler, ses ve ritim açısından bir­birleriyle ne tür benzerlikler gösteriyor? Aşağıya yazınız.
b. Aruzla yazılan şiirler aruzun yapısı gereği bir ahenk vardır çünkü aruz seslerin uzunluğu ve kısalığına dayanır. Yani Millet Şarkısı ve Gazel bu türe girer. Türkü de hem söylenişinde sazın olması hem de hecenin ölçü ve duraklarının olması onu ahenkli kılar. Özellikle hece ölçüsünde durakların olması bunun içindir. Salkım Söğüt ise serbest yazılmasına rağmen onda da ahenk vardır çünkü kelimeler ses değerlerinin belli sistem içinde kullanılması da ahengi sağlar.

Bu şiirlerin, döneminin ses ve ritim özelliklerini yansıtıp yansıtmadığını nedeniyle söyleyiniz.
Yansıtır.

c. Bu şiirlerde ele alınan temaları belirtiniz.
ç. Bu şiirlerin temaları ve şairlerinin, şiirin ahenginin oluşmasındaki etkisi nedir? Belirtiniz.
d. Şiirlerde size hitap eden kişi şair midir söyleyici midir? Belirleyiniz.
e. Şiirlerdeki söyleyicinin kullandığı ses ve söyleyiş özelliğinin size nasıl ve neyle yansıtıldığını açıklayınız.

9.Sınıf Fırat Yayıncılık Edebiyat Kitabı 2.Ünite:Şiirde Tema (Sayfa 60,61,62)


26. metin
VEDA
Hani o, bırakıp giderken seni;
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda buseni,
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın!
Hani ey gözlerim, bu son vedada,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda,
Birini çağırmak için imdada,
Yaktığı ateşi yakmayacaktın.
Orhan Seyfi ORHON

17. a. “Veda” adlı şiirin, ilk dörtlüğünde kullanılan “sen, öksüz, veda, türlü” kelimelerini dizelerden çıkarırsanız dizelerin anlamında nasıl bir değişme olur? Yine bu dörtlükten son dizeyi çıkarırsanız dörtlüğün vermek istediği anlama ulaşılabilir mi? Düşüncelerinizi nedenleriyle birlikte açıklayınız.
17. a. Anlamında değişme olur. Aynı anlama ulaşamayız çünkü metindeki temayı veren bu kelimelerdir. Anlam bütünlüğü dağılır.

27. metin
SES
Günlerce ne gördüm, ne de bir kimseye sordum;
“Yârab! Hele, kalp ağrılarım durdu!” diyordum.
His var mı bu âlemde nekaahat gibi tatlı?
Gönlüm bu sevincin heyecânıyla kanadlı,
Bir tâze bahâr âlemi seyretti felekte;
Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek’te…
Akşam…Lekesiz, sâf, iyi bir yüz gibi akşam…
Tâ karşı bayırlarda tutuşmuş iki, üç cam;
Sâkin koyu, şen cepheli kasrıyle Küçüksu;
Ardında, vatan semtinin ormanları kuytu.
Bir neş’eli hengâmede, çepçevre, yamaçlar;
Hep aynı tahassüsle meyillenmiş ağaçlar,
Dalgın duyuyor rüzgârın âhengini dal, dal!..
Baktım, süzülüp geçti açıktan iki sandal.
Bir lâhzada bir pancur açılmış gibi yazdan,
Bir bestenin engin sesi yükseldi Boğaz’dan.
Yahya Kemal BEYATLI

b. “Ağrı, leke, yüz, hengâme, şen” kelimelerinin anlamlarına sözlüğünüzden bakınız. Bu kelimelerin “Ses” şiirinde hangi anlamlarda kullanıldığını belirleyiniz. Şiirlerde kelimelerin niçin yeni anlamlar kazandığını “Ses” şiirinden örneklerle açıklayınız.
b. Ağrı: acı anlamında kullanılmamıştır. Heyecan anlamında kullanılmıştır. Leke de aynı şekilde sözcükteki anlamıyla kullanılmamıştır. Şiirler sanatsal metinler olduğu için kelimeler kendi gerçek anlamıyla kullanılmaz. Şiirler yan anlam ve mecazlar bakımından zengindir.

18. a.  Sınıfınızda iki grup oluşturunuz. Gruplarınızla “Veda” ve “Ses” adlı metinleri şiir gerçekliği yönünden inceleyiniz. Şiir gerçekliği incelenirken gerçekliğin kişinin yorumuna göre ya da somut olanın soyut algılamaya göre değiştiğine dikkat ediniz. Şiirlerde bulduğunuz gerçekliğin özelliklerini grup sözcüsü aracılığıyla sınıfa açıklayınız. Gruplar şiirlerde aynı gerçeklik özelliklerini mi buldular? Tespit ediniz.
a. İki şiirde gerçeklik açısından aynıdır. Yani gerçek anlamlı kelimelerin kullanıldığı bir şiir değildir. Daha çok mecaz, yan  anlamları yoğun olduğu sanatlı birer şiirdir. Şiirlerde gerçeklik her zaman olduğu gibi ele alınmaz. Didaktik şiirlerin dışındaki şiirler gerçeklikten uzaktır.

b. “Ses” şiirinde şair akşamı, lekesiz, saf, iyi bir yüze benzetmektedir. Akşamın bir yüz olarak nitelendirilmesi şiir gerçekliğine hangi yönlerden uymaktadır?
b. Kurmaca gerçekliğe uyar. Şair burada benzetme yapmıştır.

28. metin
Âlemde doğru dost yoktur
Dedikleri gerçek imiş.
Kulunu saklayan Haktır
Dedikleri gerçek imiş.
Bulut asumâna ağar
Yerlere rahmetler yağar
Gün doğmadan neler doğar
Dedikleri gerçek imiş.
Kuloğlu

19. a. Kuloğlu’nun şiirinde “dünyada doğru dost olmadığı” tezi savunuluyor. “Veda” adlı şiirin son dörtlüğünde ise “yolunu kaybeden insanların imdat çağırmak için ateş yaktıkları, sevgilisini kaybeden gözlerin de o ateş gibi parladığı” söyleniyor. Bu iki şiirden hangisi günlük hayattaki gerçekliğe daha yakındır? Neden?
a. Kuloğlu’nun şiiri daha geçekliğe yakındır. Çünkü diğer metin daha soyut olan bir kavramı anlatmaktadır ve hayat dışında fantastik algıyı anlatmaktadır. Kuloğlu’nun şiirindeki algı ise her zaman insanların başına gelen bir durum olduğu için yaşanabilir  bir niteliktedir.
b. “Ses” şiirinde betimlenen tabiat manzarası gerçek midir? Siz bu şiiri okuduğunuzda gözünüzde nasıl bir Boğaz manzarası canlandı? Anlatınız. Sizin anlattıklarınızla şiirdeki duygunun, sezginin, tasarımın ve izlenimin anlatımı niçin birbirinin aynı değildir? Açıklayınız.
b. Gerçek değil. Şairler dış dünyada algıladıkları dünyayı kendi içinde ve kendi kelimeler somutlaştırarak anlatırlar. Burada önemli olan şairin tecrübeleri, betimlemeleri ve bu betimlemeleri yaparken kullandığı kelimeler.

29. metin
I. Ma’şûkanun cefâsı eğerçi cefâ değül
Şükr iderem ki bâri özün bî- vefâ değül

II. Çok servi boylu, câdu gözli, fitne kaşlu var
Mahbûb olursa sencileyin müntehâ değül
III. Senden eğerçi suret ile ben cüdâ olam
Bir lahza cân içinde hayâlün cüdâ değül
IV. Candan azizrek severem ben seni inan
Dâî sözinde Tanrı tanuk kim hatâ değül
Ahmed-i Da’î

Günümüz Türkçesiyle
I. Sevgilinin cefası her ne kadar cefa ise de değildir; / şükrediyorum ki bari aslın vefasız değil.
II. Servi boylu, büyücü gözlü, fitne kaşlı çok var. / Sevgili olursa senin gibi güzelliğinin en sonuna ulaşmış olmalı ama hiçbiri değil.
III. Ben senden her ne kadar görünüşte ayrı olsam da / can içinde hayalin bir an bile benden ayrı değil.
IV. Ben seni candan daha aziz tutar severim, inan; / Tanrı tanıktır, Daî’nin sözünde hata yoktur.
20. a. Ahmed-i Da’î’nin gazelinde, sevgili servi (ağaç) boylu, büyücü gözlü, fitne (kargaşa çıkaran) kaşlı olarak betimleniyor. Bu betimlemeyi şiir gerçekliğine göre değerlendiriniz. Şiirde sevgili betimlemesinin şair tarafından niçin değişik yorumlarla verildiğini açıklayınız.
a. Bu betimlemeler gerçek değildir tabi ki. Kurmaca yapıya sahiptir. Şair ve yazarlar zaten gördükleri şeyleri çevrelerindeki farklı eşya ya varlıklara benzetecekler ki sanatın güzel yanı ortaya çıksın. Olduğu gibi anlatırsa estetik özelliği kalmaz.
b. Verilen metinlerde, yaşamdaki ve hayallerdeki gerçekliğin şair tarafından şiire aktarılırken nasıl değiştirildiğini örneklerle açıklayınız.
b.
c. Siz veda sahnesini şiirleştirseydiniz bu vedayı betimlemek için hangi benzetmeleri ve kelimeleri kullanırdınız?
c. Cevabı size kalmış.
ç. Hayatın tüm gerçekleri şiire hangi ölçüde yansıtılmalıdır? Tartışınız? Tartışmanız sonucunda vardığınız kararı tahtaya yazınız.
ç. Belki de sadece didaktik şiirlerde anlatılsa da oradaki metinlerde illa ki mecazlara, ya anlamlara gidebilir.

9.Sınıf Fırat Yayıncılık Edebiyat Kitabı 2.Ünite:Şiir İnceleme Yöntemi (Sayfa 63,64)

30. metin
Günümüz Türkçesiyle
Kara tünüğ keçürsedim                Karanlık gecenin geçmesini,
Agır unı uçursadım                        Ağır uykunun uçmasını istedim.
Yetikenig kaçursadım                   Yedikardeşler yıldızının dönüşünü defalarca saydım.
Sakış içre künüm toğdı                                Ben sayarken günümün güneşi doğdu.
Şairi ve hangi tarihte söylendiği bilinmiyor.

31. metin
Şol salınıp giden dilber
Boyuna kurban olduğum
Eğlen burda tanışalım
Diline kurban olduğum
Sabahtan uğradım yâre
İşimden oldum âvâre
Ayağın bastığın yere
Tozuna kurban olduğum
Karac’oğlan eder daim
Yâr ile nic’olur hâlim
Anası bir katı zalim
Kızına kurban olduğum
Karacaoğlan (XVI. yüzyıl)

32. metin
Güzel senden ayrılalı
Haylı zaman oldu gel gel
Bak gözümden akan yaşım
Âb-ı revân oldu gel gel
Böyle m’olur küsüp gitmek
Seni seveni terk etmek
Haram oldu yemek içmek
İşim figân oldu gel gel
Âşık (XVII. yüzyıl)

33. metin
Çoktur bu âlemde boşa yelenler
Kande bilenler ile bilmeyenler
Eskiden âdettir dağdan gelenler
Bağda olanları kovar demişler.

Dediler bu Pendi sordumsa kime
Tuz ekmek bilmezse müşkilim deme
Kül kömür ye nâmerd lokmasın yeme
Gün olur başına kakar demişler.
Levnî (XVIII. yüzyıl)

34. metin
Hak yoluna gidenlerin
Asâ olsam ellerine
Er pîr vasfın edenlerin
Kurban olsam dillerine
Vücudumu kavursalar
Yönüm yâre çevirseler
Harman edip savursalar
Muhabbetin yellerine
Seyranî (IX. yüzyıl)

35. metin
Güzelliğin on par’etmez
Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönlümdeki köşk olmasa

Tabirin sığmaz kaleme
Derdin dermandır yâreme
İsmin yayılmaz âleme
Âşıklarda meşk olmasa
Âşık Veysel (XX. yüzyıl)

21. a. 30, 31, 32, 33, 34 ve 35. metinler özellikle yüzyılları belirtilerek arka arkaya verilmiştir. Araştırma çalışmasından da edindiğiniz bilgilere göre seçilen bu şiirlerin, Türk şiir geleneği içinde hangi gruba dâhil edilebileceğini nedenleriyle belirtiniz.
21. a.     30.    metin: Eski Türk Edebiyatına (Destan dönemi ) aittir. İçinde Öz Türkçe kelimeler var ve diğerlerine göre anlaşılması daha zordur.
31.    metin: Halk şiiri geleneğidir. Halk söyleyişleri  var , dörtlüklerle ve  heceyle yazılmıştır.
32.    metin: Yine halk şiiri geleneğidir. Halk söyleyişleri  var , dörtlüklerle ve  heceyle yazılmıştır.
33.    metin: Divan Edebiyatı geleneğidir. Aruzla yazılmış ve Osmanlıca kelimeler fazladır.
34.    metin: Halk şiir geleneği hakimdir.
35.    metin: Modern edebiyat içinde yazılmış olsa yazarı halk geleneğinden beslenmiştir.

b. 30, 31, 32, 33, 34 ve 35. metinlerin yapısını oluşturan birimleri, ahenk unsurlarını ve temasını bulunuz. Bu yapı, ahenk unsurları ve temaların ilk olarak hangi yüzyılda ortaya çıktığını söyleyebilir misiniz? Türk şiir geleneği içerisinde, geleneği oluşturan ve yaşatan şairlerin yüzyıllarca niçin birbirlerini etkilediklerini belirtiniz. Türk şiirinin tarihî gelişimi hakkında yaptığınız araştırma çalışmasından edindiğiniz bilgileri de kullanarak Türk dilinin şiir geleneğini oluşturan unsurları metinlerden örneklerle gösteriniz.
b. Türk şiirinin ahenk unsurları Orta Asya’da tarihin bilinmeyen karanlık devirlerinden itibaren sözlü olarak ortaya çıkmıştır. Şairler içinde bulundukları şairlerden  ya da daha öncekilerin yazdıklarından ister istemez etkilenirler. Türk şiirinden  4 gelenek göze çarpmaktadır:
1. Destan geleneği: Eski Türk edebiyatı olarak  bilinir. Sözlü kültür vardır. Anonimdir. Konuları yiğitlik , doğa ve sevda gibi konulardır.
2. Halk Edebiyatı geleneği: Destan dönemi edebiyatının İslamiyet’ten sonraki şeklidir. İçinde İslamiyet vardır. Anonim, tekke ve aşık olmak üzere üç koldan ilerler.
3. Divan Edebiyatı geleneği: 13. Yüzyıldan itibaren oluşan ve İran ve Arap etkisi görülen edebiyattır. Dili Arapça,Farsça ve Türkçe karışıktır. Kalıplaşmış şekilleri olan ağır ve ağdalı bir dili olan ama kesinlikle sistemli bir edebiyat geleneğidir. 13-19 yüzyıl arasında devam eder. Osmanlı izleri vardır.
4. Modern Edebiyat geleneği: Tanzimat’la birlikte Batı’yı tanıyanların Fransa’dan getirmeye çalıştığı edebiyattır ki şekil ve ahenk unsurları bakımından değişim kendini gösterir. Serbest nazım daha çok kullanılmıştır.

c. 30. metnin şairi niçin doğa ile ilgili kelimeleri, Karacaoğlan güzelliği metheden kelimeleri, Levnî dinle ilgili kelimeleri ve temaları kullanmışlardır? Şiirlerin söylendiği / yazıldığı sosyal ve kültürel ortam şiirlere hangi farklı söyleyiş özelliklerini kazandırmıştır? Açıklayınız.
c. Şairlerin yaşadıkları sosyal çevre şairin üzerinde etkili olmuştur. Mesela Levni’nin yetiştiği ortam medrese kültürü hakimdir ve ister istemez bu da şiirlerine yansımıştır. Karacaoğlan da medrese görmemiş halk aşığıdır ondan beklenilen şey sevgilinin güzelliği anlatmaktır.

22. Bir İngiliz, Fransız, Iraklı, Kenyalı vb. Türk dilinin şiir geleneğiyle şiir yazar mı? Tartışınız. Tartışmanız sonucunda ortaya çıkan görüşü tahtaya yazınız.
22. Yazamaz. Yazabilmesi dilimize hakim olması yeterli olmaz aynı zamanda geleneğimize dair bütün şiirleri ve özellikleri bilmesi lazım.
23. 30, 31, 32, 33, 34 ve 35. metinler altı yüzyılın sanat anlayışını yansıtan eserlerdir. Türk halk şiiri hakkında yaptığınız araştırmadan edindiğiniz bilgileri de kullanarak bu metinlerin, Türk halk şiirinin hangi nazım biçim ve türleriyle oluşturulmuş olabileceğini belirtiniz.
23. Koşuk , Koşma, güzelleme gibi tür ve şekillerle yazmışlardır.

9.Sınıf Fırat Yayıncılık Edebiyat Kitabı 2.Ünite:Şiir İnceleme Yöntemi (Sayfa 65,66)


36. metin
İSTANBUL VE AYRILIK ÜSTÜNE
I                                                                                             II
Yapma be tren                                                Ne sinema, ne şu, ne bu, kardeşim
Ötme be öyle                                                  İstanbul’un orta yeri talimgâh
Ayırma ikide bir yuvadan                           Asker yüzüyor mavisinde gözlerimin
Kırmızıymış, pembeymiş                            Balık değil
Boşversene sen…                                          Ne mümkün duyurmamak anama
Kapkarasın işte ayrılırken                           Kışladaki yalnızlığı
Motorlu da olsan                                           Garipliğimi
Buharlı da…
Ergun EVREN

37. metin
Ağaçlar Geçtim Ordan
Dün gece kümese bir tilki girdi.
Bütün gece aradık, tilkiyi bulamadık,
Tilkiyi aradık, tilkiyi bulamadık,
Koruyu aradık, tilkiyi bulamadık.
Ne biçim bir tilkiymiş, şaştım gitti.
Kümese girmek için, (işte işin iç yüzü)
İnsan biraz bilet alır, birazcık para verir;
Demir tavında dövülür, ağaç yaşken eğilir.
(…), tilki yaşken eğilir;
Gün olur, kuşlar gelir, kuşlar karla örtülür.
Gün olur, tilki yürür, tilki dereden atlar,
Gözleri ağaçlarda, gözleri elmalarda.
Tilki horozu sever, dere tilkiyi sever.
Dalgın atlayışında alır cebine koyar;
Fısıltıyla yayılır benim gizli ikindim.
Ben tenhalık diye serçeleri bilirim.
Ülkü TAMER

38. metin
PENCEREMDE
Sevi bir kuştur havlar penceremde
Besini ilk çağdan bir tutam aydınlık

Sabahattin Kudret AKSAL

39. metin
MANSUR
renkler güneşten çıktılar
renkler güneşe girdiler
renkler güneşsiz öldüler
ne renk gerek bana
ne renksizlik
güneşler bir yerden çıktılar
güneşler bir yere girdiler
güneşler onsuz öldüler
ne karanlık gerek bana
ne karanlık
şekiller bir yerden geldiler
şekiller bir yere gittiler
şekiller görünmez oldular
büyük köse vur
bütün sesler bir seste boğuldu
mansûr
mansûuur
Asaf Halet ÇELEBİ

24. a. Sınıfınızda dört gruba ayrılınız. “İstanbul ve Ayrılık Üstüne”, “Ağaçlar Geçtim Ordan”, “Penceremde” ve “Mansur” adlı şiirleri gruplarınızla inceleyiniz. Metinlerden ne anladığınızı grup sözcünüz aracılığıyla bir kâğıda yazınız. Sınıf tahtasını dörde bölüp grupların metinler hakkındaki görüşlerini tahtaya aktarınız. Her grup aynı metinden aynı anlamı mı çıkarmış tespit ediniz.
a. Sanatsal metinlerin anlamı okuyucunun bilgisine, görgüsüne, kültürüne göre değişebileceğini herkes bu metinlerden aynı anlamları çıkaramayabilir. Yorum farklılıkları olabilir.

b. “İstanbul ve Ayrılık Üstüne” ve “Ağaçlar Geçtim Ordan” adlı metinlerde şiir yapılarının nasıl oluşturulduğunu bulunuz. Bu metinlerin dilinde mecazlar, imgeler var mıdır? İnceleyiniz. Şiirlerin temasını bulunuz. Daha sonra metinlerin yapısı ve temasının dizelerdeki anlam ilişkisini nasıl etkilediğini açıklayınız.
b. Yapıları itibariyle serbest nazımla yazılmıştır. Şiirlerin dilinde imgeler kullanılmıştır.

c. “Ağaçlar Geçtim Ordan” adlı metinde şairin dizelerde anlattığı olay, durum ve duygulardan yola çıkarak söylemediği olay, durum ve duyguların neler olduğunu belirtiniz.
c.
ç. “Mansur” adlı şiirde, şairin adını verdiği Mansûr kimdir? Şairin Mansûr’un adından bahsettiği ve her şeyin kaynağına döndüğünü anlattığı şiirinde okura sezdirmeye çalıştığı anlamlar nelerdir? Şairin şiire yüklediği anlamla sezdirdiği anlam değerleri arasında nasıl bir ilişki vardır?
ç. Hallac-ı Mansur olabilir.

d. “Penceremde” adlı metinde şair, seviyi kuş olarak isimlendiriyor ama bu kuş ötmüyor, havlıyor. Üçüncü metni bir kez daha okuyunuz. Sizce bu kuş niçin havlıyor? Açıklayınız. Şiiri bir kez daha okuyunuz. Kuşun havlama nedenini yeniden yorumlayınız. Bu tekrarlar sonucunda farklı anlamlara ulaşıp ulaşmadığınızı belirtiniz.
d.
e. Metin incelemesinde şiirde bulunan yeni ve farklı anlamların kaynaklarının belirtilme zorunluluğu olmalı mıdır? Niçin?
e.
f. “İstanbul ve Ayrılık Üstüne” adlı metni ilk bendinden üçüncü ve altıncı dizelerini yok sayarak okuyunuz. Bendin anlamında bir değişme oldu mu? Belirtiniz.
f. Değişme oluyor, teması ortadan kalkıyor.

25. “Ağaçlar Geçtim Ordan” adlı şiir sizde hangi duyguları uyandırdı? Belirtiniz.
25.
admin • 02 Ağustos 2012
40. metin
BEN ORHAN VELİ
Ben Orhan Veli,
“Yazık oldu Süleyman Efendiye”
Mısra-ı meşhurunun mübdii…
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela adamım, yani
Sirk hayvanı filan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Bir evde otururum,
Bir işte çalışırım.
Ispanağı çok severim.
Puf böreğine hele
Biterim.
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Oktay Rıfat’la Melih Cevdet’tir
En yakın arkadaşlarım.
Bir de sevgilim vardır pek muteber;
İsmini söyleyemem,
Edebiyat tarihçisi bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle uğraşırım,
Meşgul olmadığım ehemmiyetsiz
Sadece üdeba arasındadır.
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya?
Onlar da bunlara benzer.
Orhan Veli

41. metin
MACERA
Küçüktüm, küçücüktüm,
Oltayı attım denize;
Bir üşüşüverdi balıklar,
Denizi gördüm.
Bir uçurtma yaptım, telli duvaklı;
Kuyruğu ebemkuşağı renginde;
Bir salıverdim gökyüzüne;
Gökyüzünü gördüm.
Büyüdüm, işsiz kaldım, aç kaldım;
Para kazanmak gerekti;
Girdim insanların içine;
İnsanları gördüm.
Ne yârdan geçerim, ne serden;
Ne denizlerden ne gökyüzünden ama…
Bırakmıyor son gördüğüm,
Bırakmıyor geçim derdi.
Oymuş, diyorum, zavallı şairin
Görüp göreceği.
Orhan Veli

26. a. Orhan Veli’nin kendi hayat hikâyesini konu edindiği “Ben Orhan Veli” adlı şiirinden yola çıkarak hayalinizde canlanan kişiyi betimleyiniz.
a. Herkes gibi sıradanlık bir yaratılışa sahip ama biraz esprili ve mizahi yönü güçlü olan biri. Malda mülkte gözü olmadığını belirtiyor. Çeşitli yiyecekleri sevip sevmediğinden bahsediyor. Yani herkes gibi sıradan biri.
b. “Macera” adlı şiirden Orhan Veli’nin hayatı hakkında çıkarımlarda bulununuz.
b. Her şeyi yaşayarak öğrenen ve küçüklüğünden beri hayatın içinde koşturan ve tecrübelerini hayatla mücadele ederek sağlayan biri.

c. “Ben Orhan Veli” ve “Macera” adlı şiirleri aşağıdaki özelliklere göre karşılaştırarak bu özelliklerin hangi şiire ait olduğunu işaretleyiniz.

Özellikler
Macera
Ben Orhan Veli
• Şair eserinin adını belirtmiş.

XX
•Herkes gibi sıradan biri olduğunu belirtmiş.

XX
• Geçim sıkıntısından bahsetmiş.
XX

• Çocukluk günlerinden bahsetmiş.
XX

• Sevdiği yiyeceklerden bahsetmiş.

XX
• Arkadaşlarının adını belirtmiş.

XX
• Şiir yazdığını belirtmiş.

XX
• Yaşamından bahsetmiş.
XX
XX
ç. Tabloda işaretlediğiniz özellikler şairin diğer şiirlerinde de yer alabilir mi? Düşüncelerinizi nedenlerini belirterek yazınız.
ç. Alabilir çünkü şairler yaşamıyla ilgili özellikleri eserlerine aktarmaktan çekinmezler.
d. “Macera” şiirinde şair, hayatının hangi dönemlerinden söz etmektedir?
d. Çocukluk ve gençlik dönemlerinden bahsediyor.
e. Orhan Veli, evreni keşfini şiirdeki hangi sözleriyle dile getirmiştir?
e. “Denizi, insanları, gökyüzünü gördüm” mısra sonlarındaki hayatıyla ilgili keşiflerini yaşayarak bulduğunu belirtmiştir.
f. Şairin, şiirin sonunda yakındığı nedir?
f.Geçim sıkıntısından şikayetçi.
g. Orhan Veli hakkında yaptığınız araştırmadan edindiğiniz bilgileri de kullanarak “Ben Orhan Veli” ve “Macera” adlı şiirlerde şairin hangi kişilik özelliklerinin bulunduğunu aşağıya yazınız.
g. Geçim sıkıntısı olan, Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile arkadaş olan, şiirler yazan, mizahi bir kişiliğe sahip ve bu özelliğini de şiirlerine yansıtan biridir. Bunları da hayatından ve şiirlerinden bulabiliriz.
ğ. Orhan Veli deniz sevgisini “Macera” adlı şiirine yansıtabilmiş midir? Açıklayınız.
ğ. Evet yansıtmıştır.
h. “Macera” şiirinden yola çıkarak Orhan Veli’nin şiir anlayışı hakkında bilgi veriniz.
h. Türk şiirine yeni soluk getirmiştir. Redif, kafiyelere karşıdır. Sanatlı , süslü ve sanatkarane bir söyleyişe şiirde yer vermez. Ölçüye karşıdır. Serbest yazmayı tercih etmiştir. Günlük hayattaki sıradan insanı şiirine konu edinmiştir.
9.Sınıf Fırat Yayıncılık Edebiyat Kitabı 2.Ünite Anlama Yorumlama(Sayfa 69,70,71)
ANLAMA-YORUMLAMA

1. a. Örnek metin olarak verilen “Bir’ler”i kendi cümlelerinizle aşağıya yazınız.
1. a. Renklerin en çok boğanı mavidir.
    O uyanmaz diye asla uyumayan okyanustur.
    Bulu bir şekle girebilse kendine hiç ağlar mı?

b. Sizin yazdığınız cümleler mi yoksa “Bir’ler” mi daha şiirseldir? Tartışınız. Şiirselliği sağlayan ögeler nelerdir? Tahtaya yazınız.
b. Bir’ler şiiri daha şiirseldir.

2. İkinci metin olarak verilen Namık Kemal’in Kasidesi’nde kullandığı dili rahatlıkla anlayabiliyor musunuz? Bu durumu neyle ilişkilendirebilirsiniz?
2. Arapça, Farsça, Türkçe karışımı bir dil olan Osmanlıca olduğu için kolayca anlamıyoruz. Bunun nedeni yüzyıllardan beri süregelen Divan edebiyatının etkisinde söz edilebilmektedir.

3. Çağırayım Mevlâ’m Seni, Kaside, Cenge Giderken adlı metinlerin zihniyet özelliklerini belirleyerek aşağıya yazınız. Bu özelliklerden hangileri birbirine benzemektedir? Belirtiniz.
3. Çağırayım Mevlâ’m Seni: İslamiyet’in etkisiyle yazılmıştır ve toplumdaki insanlarda bu düşünce yaygınlaşmıştır.
Kaside: Özgürlük, adalet , hürriyet kavramlarıyla beraber demokratikleşme kaygısı görülmektedir.
Cenge Giderken: Halkın arasında milliyetçilik, Türkçülük fikrinin ortaya çıktığı görülmektedir.

4. Günümüz şairlerinden birine ait olan ve sınıfınıza getirdiğiniz şiiri okuyunuz. Şairin, dönemin sanat anlayışını şiirine yansıtıp yansıtmadığını inceleyiniz. “Her sanat eseri kendinden önceki ya da yazıldığı dönemdeki sanat anlayışını yansıtmalı mıdır?” konusunu tartışınız. Tartışmanız sonucu oluşan ortak görüşü açıklayınız.
4.  Her sanat eserinin yazarı  yaşadığı toplumla ilgili farkına varsa da varmasa da bilerek yapsa da yapmasa da toplumun zihniyeti hakkında ipucu verir. Her sanat eseri de kendinde önceki geleneği yansıtmak zorunda değil ama bunu bilinçli bir şekilde yapmadan farkına vermeden verir.

5. Nedim’in Gazeli’nin dili, ahenk unsurları ve şiir birimiyle değerlendirdiğinizde hangi dönemin nazım şeklini yansıtıyor diyebilirsiniz? Bu düşüncenizi metinden örnekle açıklayınız.
5. Divan edebiyatı dönemini yansıtıyor. Osmanlıca kelimeler olması, aruz kullanılması, beyitlerle yazılması…
6. “Kara Sevda” adlı şiirde aşk hangi kelimelerle somutlaştırılıp anlatılmıştır? Siz aşkı anlatmak için hangi kelimeleri kullanırdınız?
6. Aşk, sevda ve günah gibi kavramlar somutlaştırılmıştır. Size kalmış bu bölüm….

7. “Kara Sevda” ve “Uzlette” adlı metinlerde kullanılan sıfatları bulunuz. Bu sıfatların şiirlerde niçin kullanıldığını belirtiniz.
7. Kör kuyular, yasemin kokulu günah, lacivert duman … Bunlar şiirde imge yapılmak ve soyut olan kavramları somutlaştırmak için kullanılmıştır.

8. “Uzlette” şiiri ile geleneksel şiir birimimiz olan dörtlükler arasında nazım şekli bakımından bir benzerlik var mıdır? “Uzlette” şiirinin nazım şekli günümüzde kullanılıyor mu? Niçin? Bu nazım şekli sizce şaire mi yoksa şiirin yazıldığı edebî döneme mi özgüdür?
8. Benzerlik yok. Çok kullanılmıyor.  Günümüzde daha  şairler serbest yazmayı deniyorlar. Buradaki nazım  şekli şairin yaşadığı Fecri Ati döneminde  çok kullanılan şekildir.

9. “Munzur Dağları” adlı metinde “Munzur dağları haşin ve güzeldir.” teması işlenmiştir. Bu tema ne kadar evrenseldir? Bir İngiliz ya da Güney Afrikalı bir şair, Munzur’u konu edinen şiir yazar mıydı? Tartışınız. Tartışmanız sonucunda şairlerin temalarını nelere göre belirlediklerini açıklayınız.
9. Teması evrensel olması ve diğer milletleri bırakalım Munzur yaşamayanlar dahi Munzur’u anlatmazdı. Onun için temayı ana etken yazarın içinde yaşadığı ortam ve hissettiği duygu yoğunluğudur.

10. Erzurumlu Emrah şiirinde, ilk dörtlükte kaybolan sevgiliyi ararken ikinci dörtlükte bu temadan uzaklaşmış gibi görünüyor, bu durumu neye bağlayarak açıklarsınız?
10. Temalar konuların etrafında şekillenir. Bazen şiirde birkaç tane konu olabilir ama tek bir tane tema vardır.

11. “Öldükten Sonra” adlı metinde gerçek hayat, şiirin temasında nasıl etkili olmuştur? Şiirlerde, edebî gerçekliği aşan boyutta gerçekliğin tema olarak yer alması sanatsallığı yok eder mi? Düşüncelerinizi örneklerle açıklayınız.
11Bazen fantastik ve gerçeküstü yazılan şiirler diğerlerinden daha etkili olabilmektedir. Burada önemli olan yazarın onu aktarırken kullanmış olduğu ifadelerdir.

Seneler aktı gitti, artık ne kuş, ne anne
Biçare yaşlı asma sarardı ve çürüdü.
Kapıyı, duvarları vahşi otlar bürüdü,
Ve ben ağlıyorum, o günlerin peşinde.
Alphonse De LAMARTINE (Alfons Dö Lamartin)

12. Yukarıdaki dörtlüğün teması soyut bir kavram olarak evrende nasıl yer alır? Düşüncelerinizi belirtiniz.
12. …

13. On altıncı metin olarak verilen mânide şair neden yakınmaktadır? Bu metindeki durumu düz yazıyla anlatsaydı aynı kelimeleri kullanabilir miydi? Neden?
13. Gönlünden şikayetçi. Aynı kelimeler olmazdı. En azından kullandığı benzetme aynı olmayabilirdi.

14. “Kar” adlı metinde nasıl bir doğa manzarası betimleniyor? Şair bu manzara içinde aradığını niçin açıkça söylememiştir?
14.  Her tarafta geçenin, maviliğin  ve sesin hakim olduğu tablo çizmiştir. Açıkça söylerse anlam çabucak belirdiği için etkili olmaz.

15. “Dağlar” adlı metinde şair, şehirleri niçin “tuzak” olarak nitelendiriyor? Sizce bu kelime bir imge midir değil midir? Neden?
15. Bu da bir imgedir. Şehirlerin yoğun hayatı insanı köyünden dağlarından uzaklaştırdığı için tuzak ve dolayısıyla şair imge yapmıştır. Bu soyut kavramı da tuzağa benzeterek somutlaştırmıştır.

16. Divan şiirinde kullanılan edebî sanatlar, günümüz şiirlerine yansımış mıdır? Düşüncelerinizi nedenleriyle açıklayınız.
16. Birçoğu yansımış olsa da yanı imgeler aynı şekilde devam etmeyebilir. Gül- bülbül yansımış ama günümüzdeki şairler artık imgeleri Divan şiirindeki gibi kalıplaşmış  ve genel olanı değil de daha yenilikçi ve özel olanı tercih etmişlerdir.

17. “Ne Fayda!” adlı metinde şair sevdiğini “ciğerparem” kelimesiyle anlatıyor ve ciğerinin parçasına benzetiyor. Siz sevdiğinizi hangi benzetme ile anlatırdınız?
17. Size kalmış sorunun cevabı…

18. Zamanın geçiciliğini anlatan bir imge bulunuz. Bulduğunuz imge diğer arkadaşlarınızın bulduğuyla niçin farklı oldu? Tartışınız. Tartışmanız sonucu oluşan ortak görüşünüzü tahtaya yazınız.
18. Herkesin bulduğu imge elbette ki farklı olacak çünkü her inşan farklı düşünür ve farklı duygulara sahip olmakla birlikte her insanın sanatsal bilgisi, görgüsü aynı değildir.

19. “Millet Şarkısı” adlı metinde, “millet, hak, yaşa, var ol” gibi kelimelerin kullanılması hem bir ahenk özelliği oluşturuyor hem de şiirde coşkulu bir söyleyiş sağlıyor. Sizce şair niçin böyle bir ahenk unsuru oluşturmuştur? Açıklayınız.
19. Duygu ile betimlemeyi yan yana vermeye çalışmıştır.

20. “Salkım Söğüt” adlı metni okuduktan sonra gözünüzün önünde nasıl bir manzara canlandı? Anlatınız. Şair şiirin son dizesinde neye üzülmektedir? Sizce atlı ve hayat arasındaki anlam ilişkisi, şiire göre mi oluşturulmuştur? Niçin?
20. Bir grup atlının insanların geçip ufka giderken görüntü ve çıkardıkları sesleri şiirin şekliyle vermeye çalışmıştır.

21. Yirmi üçüncü metin olarak verilen türküde anlam bent bölümünde mi, kavuştak bölümünde mi ortaya çıkmaktadır? Şiirin biçim özelliğindeki farklılık, ahengi hangi yönlerden zenginleştirmiştir? Günümüzdeki pop şarkılarında, türkülerdeki ahengin aynısı mevcut mudur? Tartışınız. Tartışmanın sonucu oluşan görüşleri tahtaya yazınız.
21.Kavuştak bölümünde verilmiştir. Müzik ile zenginleştirilmiştir. Ahengi müzik desteklemiştir. Pop şarkılarının sözlerindeki saçmalıkları müzik gidermektedir.
22. Aşağıda numaraları verilen örnek metinlerin sizde uyandırdığı duyguları yazınız.
26. metin (Veda)
Sevgiliye duyulan his
27. metin (Ses)
Dünyada dost bulmanın zorluğu
28. metin
Boğazın güzelliği
29. metin
Hüzün ve sevda              

23. Aşağıda numaraları verilen metinleri tabloda istenen özelliklere göre karşılaştırınız.
Örnek metinleri aşağıdaki tabloya göre karşılaştırınız.                 
Aranan Özellik
1. metin
2. metin
3. metin
4. metin
Şiirin Teması




Şiirdeki Temanın Hangi Yönden   Ele Alındığı




Şiirden Çıkarılan Anlam




Şiirdeki Gerçek Olaylar /   Durumlar ve Bu Olay ile Durumların Günümüzde-ki Gerçekliğe Yakınlığı




Şiirdeki Hayalî Olaylar ve   Durumlar ile Şiir Gerçekliğinin Şair Tarafından Nasıl Yorumlandığı                





24. Otuzuncu metin olarak verilen dörtlüğün teması ve şiir yapısı günümüz şiirlerinde hâlâ kullanılıyor mu? Bu şiirdeki dilin günümüze kadar gelememesinin sebebi neler olabilir?
24. Teması da yapısı da halen kullanılıyor fakat dilinin üzerinden yüzyıllar geçtiği ve dilin sürekli gelişim gösterdiği için günümüze gelememiştir. Dildeki birçok kelime doğar, kullanımı yaygınlaşır ve zamanla unutulur. Buna en güzel örnek bu şiirdir.
25. Otuz birinci metin olarak verilen, Karacaoğlan’ın şiirinden, yaşadığı devrin sosyal yaşantısı hakkında bilgi edindiniz mi? Bu durumu nasıl açıklarsınız?
25. Çok fazla bilgi vermez. Çünkü şair daha sevda üzerine şiirler yazdığı için sosyal yaşama değinmemiştir.

26. Otuz ikinci metin olarak verilen, Âşık’ın şiirinden “ab-ı revân, figân, haram”; Seyranî’nin şiirinde “Hak, asâ, pîr, muhabbet” kelimelerinin kullanılmasının nedenlerini tartışınız. Edebî dilin yüzyıllara göre değişimini şiirlerden örneklerle açıklayınız. Bu durumu şiir geleneği için nasıl yorumluyorsunuz? Düşüncelerinizi belirtiniz.
26. Bu kelimeler edebi dili zaman içerisinde girmiş ve çok beğenildiği için kullanılmaya devam edegelmiştir. Mesela ceylan, ahu, maral, gazal  kelimelerinin dördü de aynı  olmasına rağmen bunların şiirde kullanılması farklılık gösterir. Divan edebiyatında maral, ahu ve gazal kelimeleri kullanılırken Halk Edebiyatında ceylan kelimesi kullanılır. Bunda da en büyük etken geleneğin hakim olmasıdır.

27. Dörtlük, hece ölçüsü, yarım ya da tam uyak, sade bir dil halk şiirimizin temelini oluşturan unsurlardır. Bu unsurlar günümüz şiirinde hâlâ mevcut mudur? Tartışınız. Tartışma sonucunda vardığınız kararı sınıf tahtasına yazınız.
27. Halen etkindir. Günümüzde de uyaklı ve kafiyeli şiirler yazanlar vardır. Abdurrahim Karakoç gibi …

28. “Ağaçlar Geçtim Ordan” ve “Mansur” adlı şiirleri tekrar okuyunuz. Bu şiirleri okurken neler hissettiğinizi anlatınız. Arkadaşlarınız da sizinle aynı hisleri mi taşıyor? Sorunuz. Bu şiirleri; üzgünken, sevinçliyken, âşıkken yada on sene sonra tekrar okusanız ilk okuduğunuzdaki hislere mi sahip olursunuz? Tartışınız. Tartışmanız sonucu oluşan görüşü tahtaya yazınız.
28.

29. “Mansur” adlı metinde “renkler, güneşler, şekiller” kelimeleri kullanılmasaydı şiirde anlam bütünlüğü kurulabilir miydi? Neden?
29. Kurulamazdı.

30. a. “Mansur” adlı metinde kullanılan imge, şiirin yapısını ve anlamını nasıl etkilemiştir? Açıklayınız.
a. Serbest nazımla yazılmıştır. Şairler vermek istedikleri mesajı en güzel ileten nazım şekillerini kullanmayı tercih ederler.
b. “Ağaçlar Geçtim Ordan” ve “Mansur” adlı metinlerden hangisini, niçin beğendiğinizi açıklayınız. Siz bir şiir yazsanız incelediğiniz şiirlerin şairlerinin hangisini örnek alırdınız?
b. Cevabı size kalmış.

c. Şiirlerin neden çok anlamlı olduğu hakkında yaptığınız araştırmadan edindiğiniz bilgileri de kullanarak kolay anlaşılır şiirlerle anlamın sezgiye dayandırıldığı şiirler arasında ne gibi farklılıklar vardır? Görüşlerinizi nedenleriyle birlikte belirtiniz.
c. Sanatsal metinler çok anlamlıdır. Şiir de sanatsal metinler içinde en kapalı anlatıma sahip olan özelliktir. Bunda en büyük etken şairlerin yükledikleri görevden kaynaklanmaktadır. Bazıları şiirde mana ararken bazıları şiirde anlam aramanın gereksiz olduğuna inanırlar.

31. Siz çevrenizdeki olayları, olguları vb. anlatmak için Orhan Veli’nin kullandığı kelimelere mi başvururdunuz? Niçin?
31. Yazdığım metne göre değişir. Sanatlı bir metin yazılıyorsa ister istemez mecazlara ve söz sanatlarına başvurulması gerekiyor.

32. Orhan Veli, “Büyüdüm, işsiz kaldım, aç kaldım; / Para kazanmak gerekti; / Girdim insanların içine, / insanları gördüm.” dizelerinde hayatın hangi gerçekliğini şiirine yansıtıyor?
32. Yaşamda her şeyin zor oluğu ve bazı şeylerin tecrübe edilmesi gerektiği vurgulanıyor.

33. Sizce Orhan Veli kendi deyimiyle “zavallı bir şair” midir? Duygularını böylesine sade sözlerle ifade eden bir şairin sanat yeteneği hakkında neler söyleyebilirsiniz?
33. Sade bir duyguyu bu kadar sade kelimelerle söyleyip etkili olmak elbette önemli bir sanatçının yapabileceği özelliklerdir.

34. “Ben Orhan Veli” şiirinde anlam bütünlüğü hangi şiir birimleriyle sağlanmıştır? Şiirde anlamı oluşturmak için belli bir şiir birimi gerekli midir? Niçin?
34. Şair anlamı şiirin bütününe yaymıştır. Elbette ki belli bir bilgi birikimi gerekir. Orhan Veli, kendisinden önceki gibi yazılan şiiri yazamadığı için değil edebiyata yeni bir anlayış getirmek gerektiğini düşünür.

9.Sınıf Fırat Yayıncılık Edebiyat Kitabı 2.Ünite Değerlendirme Soruları(Sayfa 71,72,73,74,75)

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdaki cümleleri konudan edindiğiniz bilgilere göre tamamlayınız.
Şiirlerden yazıldığı DÖNEMLE ilgili sosyal hayat hakkında bilgiler edinilebilir.
Şairler yetiştikleri dönemin SOSYAL ve SİYASİ hayatını eserlerine yansıtırlar.
Namık Kemal’in yetiştiği Tanzimat Döneminde toplumda etkili olan hak, adalet, hürriyet gibi kavramlar, şiirlerde döneminin ZİHNİYETİNİ yansıtmak için kullanılmıştır.
Yunus Emre’nin şiirinde 13 ve 14. yüzyılda Anadolu’da yaygınlaşan TASAVVUFUNetkisi vardır.

2. Aşağıdakilerden hangisi bir şiirin yazıldığı dönemde hâkim olan zihniyeti ortaya koymaz?
A. Dönemin siyasi yapısının bilinmesi
B. Dönemin eserlerinin bilinmesi
C. Dönemin sosyal yapısının bilinmesi
D. Döneminin adlî yapısının bilinmesi
E. Dönemin edebî akımlarının bilinmesi
CEVAP: D

3. Her şair, döneminin kültür ve sanat hayatıyla ilgilenmek zorunda mıdır? Niçin?
3. Şair topluma duyarsız kalmaz çünkü yaşadığı toplumdan beslenir ama kesinlikle de ilgilenecek diyemeyiz.

4. Aşağıda verilen bilgilerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına da “Y” yazınız.
( D ) Şairler döneminin kültürel hayatını şiirlerine yansıtırlar.
( D ) Şairler kişisel duygu ve düşüncelerle de şiirler yazarlar.
( D ) Şairler toplumun değerlerine bağlı kalmak zorunda değillerdir.

ÇIKMAZ AYLAR
Bahtım, bahtım
Hele çıkmaz aylar çıksın,
Hele çıkmaz aylar çıksın…
Bahtım, bahtım ne güzelsin,
Hele çıkmaz aylar gelsin,
Hele çıkmaz aylar aylar gelsin…
Bana alaylar getirsin,
Sana saraylar getirsin.
Bahtım, bahtım ne beyazsın,
Güzel ay niye çıkmazsın?..
Ahmet Kutsi TECER

5. Aşağıdaki cümleleri bu konuda öğrendiğiniz bilgilere ve “Çıkmaz Aylar” şiirine göre tamamlayınız.
Şiirin birimi BEND
Şiirde HELE ÇIKMAZ AYLAR ÇIKSIN kelimeleriyle ses kaynaşması oluşturulmuştur.
Şiirde ÖZLEM duygusu hâkimdir.
Şiirin dili SADE
Şiir CUMHURİYET döneminde yazılmış olabilir.

6. Aşağıdakilerden hangisi şiirde yapıyı oluşturan birimlerden değildir?
A. Dize B. Cümle C. Bent D. Beyit E. Kıta
CEVAP: B

7. Şiirin yapısı, şiirin anlamının oluşmasında ne ölçüde etkilidir? Açıklayınız.
7. Şiirde ahenk önemlidir. Ahenk denilen şey de sadece ses ve ritm akışıyla olmaz bunun yanında şiirinde yapısı da önemlidir.

8. Aşağıda verilen bilgilerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.
( D ) Şiirde yapı, anlam ve ses kaynaşmasından oluşan birimlerle sağlanır.
( Y ) Bir dizelik şiire beyit denir.
( Y ) Şiirin yapısı anlamını etkilemez.
( D ) Her edebî dönemin kendine özgü şiir yapısı vardır.

9. Aşağıdakilerden hangisi bir şiirin temasını bulmada etkili değildir?
A. Şiirin yapısının nasıl oluştuğu
B. Şiir birimlerinin taşıdığı anlam
C. Şiirdeki ahenk unsurlarının birim anlamındaki etkisi
D. Şairin şiiri yazdığı dönemin bilinmesi
E. Temanın şiirlerde şairine göre işleniş farklılığı gösterebileceği
CEVAP: D

10. Aşağıdakilerden hangisi temanın özelliklerindendir?
A. Şiirin yazıldığı dönemde belirgin sanat anlayışı olması
B. Şiirde asonans bulunması
C. Temanın eser dışında da var olan soyut bir kavram ya da düşünce olması
D. Temanın şiirde etkili olarak işlenmiş olması
E. Temanın güncel olması
CEVAP: c

11. Şiirin teması, şiirin yazıldığı dönemle ilişkili olmak zorunda mıdır? Niçin?
11. Şiirdeki temalar aynı zamanda dönemin zihniyeti verir; ama sevgi, aşk gibi evrensel temalar da her zaman aynı şey söz konusu değildir.

12. Aşağıdaki cümleleri okuyunuz. Doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.
( D ) Tema şairin hayat görüşüne göre değişebilir.
( D ) Tema metinde somutlaştığında konu adını alır.
( Y ) Tema şiirin bir iki dizesiyle bulunur.
( Y ) Tema olmadan da şiir yazılır.

13. Aşağıdaki cümlelerin tamamlayıcısı olan gerekçeleri noktalı yerlere yazınız.
Şiir dili düz yazı dilinden SANATLI BİR SÖYLEYİŞ olduğu için farklıdır.
İmge sınırlı olan VARLIKLARLA sınırsız olan HAYALLER için doğmuştur.
Söz sanatı ile imge DAHA SINIRLI olduğu için birbirinden farklı anlatım biçimidir.
Şiir dilinde KELİMELER için çağrışımı önemlidir.
İmge soyut OLAN VARLIĞI SOMUTLAŞTIRMAK için oluşmuştur.
Şiir anlam için değil AHENK için yazılır.

14. Şiirde imge nasıl sağlanır?
14. Şiirde imge söz sanatlarıyla , mecazlarla ve somutlaştırma gibi özelliklerle sağlanır.

15. Aşağıdakilerden hangisi şiir dili incelenirken aranılacak özellik değildir?
A. Yan anlam
B. Yapı özelliği
C. Söz sanatları
D. İmge
E. Mecaz anlam
CEVAP:B

16. Aşağıdaki şiirde anlam ve ses kaynaşması nasıl sağlanmıştır?
16. Kelime aralarında s sesinin aşağı yazılması ile  hem ses hem de görüntü sağlanmaya çalışılarak anlam pekiştirilmeye çalışılmıştır.
KIRMIZI TÜYÜN DÜŞÜŞÜ
başka yollarda dolaşırız
kırmızı bir tüy üzülür gökte
                    s
elimizde olmayan şeylerle
kırmızı bir tüy üzülür gökte
                     s
Unutulmuş sorulara yanıtlar ararız
kırmızı bir tüy üzülür gökte
                           s
… Altay ÖKTEM

17. Şiirde ritim hangi unsurlarla sağlanır?
17. Kafiye, redif, ölçü, uyak düzeni, duraklar, vezin, ses akışları, iç kafiye…

18. Bir şiirde ahenk unsurları belirlenirken aşağıdakilerin hangisi aranmaz?
A. Söyleyiş özelliği
B. Ölçü
C. Şiirin yazıldığı sosyal dönem
D. Kafiye
E. Aliterasyon
CEVAP:C

19. Aşağıda adları yazılı olan edebî türlerin hangisinde ritim olur?
A. Masal
B. Deneme
C. Halk şiiri
D. Roman
E. Halk hikâyesi
CEVAP:C

20. Aşağıdaki cümleleri okuyunuz. Doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.
( D ) Şiirdeki ritmi şiir ölçüsü hissettirebilir.
( Y  ) Ölçüsüz şiirlerde ahenk yoktur.
( Y ) Aliterasyon, asonans, iç kafiye, redif, kafiye gibi ses benzerlikleri, şiirin söyleyişindeki duyguyu etkilemez.
( Y ) Aruz ölçüsüyle yazılan şiirlerdeki ahenk anlayışı, hece ölçüsüyle yazılan şiirlerle aynıdır.

21. Aşağıdaki cümleleri, ahenk konusunda öğrendiğiniz bilgilere göre tamamlayınız.
Her edebî ESER  kendine özgü bir SES ve AHENK anlayışı vardır.
Şiirde ÖLÇÜ ve UYAK ahenk unsurudur.

22. Aşağıdaki dörtlükte ahenk hangi ögelerle sağlanmıştır?
Gönül yaylasının yavru maralı
Dağlardan taşlardan sakın ha sakın!
Dumanlı, rüzgârlı, karlı, boralı
Amansız kışlardan sakın ha sakın!
Abdurrahim KARAKOÇ
Dörtlükte ahenk kafiye ve rediflerle, ses ve kelime tekrarlarıyla, aliterasyon ve asonasla ve 11’li hece ölçüsüyle sağlanmıştır.

23. Aşağıdaki cümleleri konudan edindiğiniz bilgilere göre tamamlayınız.
Şiirlerde KELİMELER gerçek anlamlarından farklı anlamlar kazanabilir.
Şiirde gerçeklik TEMA algılayışla sınırlı değildir.
Şiirde gerçeklik verilirken şair tarafından DEĞİŞTİRİLİR ve DÖNÜŞTÜRÜLÜR
Şiir gerçekliğinde anlamlardüşünce ve izlenim önemlidir.
Şiirdeki gerçeklik şiire ÖNEM KATAR.

24. Şiir gerçekliğini yorumlarken aşağıdakilerden hangisi önemli değildir?
A. Okuyucunun şaire olan sempatisi
B. Şairin gerçek hayatı nasıl yorumlayıp verdiği
C. Okuyucunun şiirden ne anladığı
D. Şiirdeki dizelerin anlamının bulunması
E. Her dönemin kendine özgü şiir gerçekliği olduğu
CEVAP:A

25. Şiirdeki gerçeklikte tasarımın rolü nedir?
25.

26. Farklı dönemlere ait şiirlerin gerçekliği birbirlerine benzeyebilir mi? Neden?
26. Benzemez çünkü her dönemi gerçekliği  ya da hayatı diğerinde farklıdır. Şair de var olan dış gerçekliği kendi içinde anlattığı için zamanlar değişince gerçeklikte  değişir.

27. Aşağıdakilerden hangisi şiir geleneğiyle ilişkilidir?
A. Şairin dünya görüşünü şiirine yansıtması
B. Şairin beyitlerle yazmayı tercih etmesi
C. Şairin “Herkesle dost yaşamalıyız.” temasını vermeye çalışması
D. Şairin, kendinden önce yazılan şiirlerin yapısını şiirinde kullanması
E. Şairin yabancı kökenli kelimelerle yazıyor olması
CEVAP: D

28. Aşağıdaki cümlelerden hangisi şiir geleneği açısından incelendiğinde yanlıştır?
A. Her şiirde geçmişten izler vardır.
B. Her dilin kendine ait bir şiir geleneği vardır.
C. Şiir geleneğine bağlı olarak şiir yazmaya çalışmak sanatsal söyleyişi engeller.
D. Şairin yetiştiği kültürel ortam şiire farklı bir söyleyiş kazandırabilir.
E. Şiir incelenirken farklı şiir geleneklerinin varlığı unutulmamalıdır.
CEVAP: C

29. Farklı şiir gelenekleri niçin oluşmuştur?
29. İçinde yetiştikleri sosyal ve onların kullandığı dil farklılaştıkça gelenek farklılaşır. Mesela Destan geleneğinde Şamanizm’i benimseyen Türkler zamanla Müslüman olunca sosyal, dini hayat değişmiş ve ortaya yeni bir gelenek olan Halk Şiiri Geleneği çıkmıştır.

30. Aşağıdaki cümleleri bu konuda öğrendiğiniz bilgilere göre tamamlayınız.
Şairin yetiştiği SOSYAL ve kültürel HAYAT şiirine farklı söyleyiş kazandırır.
Türk dili, Türk şiir GELENEĞİNİ oluşturmuştur.

31. Aşağıdaki cümleleri okuyunuz. Doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.
( D ) Şiirin anlamı ile yorumu arasında ilişki vardır.
( D ) Şiirler okur tarafından farklı yorumlanabilir.
( D ) Şiir hangi yapıda yazılmışsa yorum da bu yapıya göre yapılır.
( Y ) Şair sezdirmek, duyurmak için şiir yazmaz.

32. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi şiir yorumuyla ilgili bir cümledir?
A. Şiir okuru mutlu etmek için yazılır.
B. Şiir duygunun ifadesidir.
C. Şair şiir yazarken parçayı bütünle, bütünü parçayla dil, yapı ve anlam yönünden ilişkilendirir.
D. Şair, şiirde kafiye kullanmak zorunda değildir.
E. Serbest şiirler anlam yönünden kapalıdır.
CEVAP:C

33. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi yanlıştır?
A. Şiirin teması anlamla ilişkilidir.
B. Şiirde dile getirilen anlamın yanı sıra sezdirilen anlam da önemlidir.
C. Şiir ilk okunduğunda ne anlaşıldıysa ikinci okunuşunda da o anlaşılır.
D. Şiirden bazı dizeler çıkarıldığında anlamda bozulma oluşur.
E. Şiir, okurda değişik duygular uyandıran bir türdür.
CEVAP:C

34. Şiir yorumlanırken yapısı, anlamı ve teması niçin birlikte değerlendirilir?
34. Şiiri oluşturan unsurlar bir bütündür. Şiirde sadece şekil ya da sadece anlam yoktur. Bunların bir bütünlüğünden oluşan yapı olduğu unutulmamalıdır.

35. Aşağıdakilerden hangisi metin ve şair arasında ilişki kurmak için ipucu olur?
A. Şairin doğayı sevmesi
B. Şairin şiir dışında da eserler yazmış olması
C. Şairin belli bir sanat anlayışına bağlı olması
D. Şairin evli olması
E. Şairin İstanbul’da yaşamış olması
CEVAP: C

36. Aşağıda verilen bilgilerden doğru olanların başına “D”, yanlış olanların başına “Y” yazınız.
( Y  ) Şairin hayat hikâyesi ile metni arasında mutlaka bir ilişki vardır.
( D ) Şair, yetiştiği toplumun kültürel özelliklerini eserine aktarır.
( Y  ) Şair, kendinden sonra yetişen şairlere örnek olamaz.
( Y  ) Şair, toplumsal düşüncelerden soyutlanarak eser verir.
( D ) Şair, ortak temalara farklı yorumlar getirir.

37. Bir şiirin kimin tarafından yazıldığını anlamak için hangi yöntemleri kullanırsınız? Aşağıya yazınız.
37.Kullandığı imgelere, üslubuna, yazıldığı döneme, temasına, konusuna….

38. Her şair, şiirinde kendi hayat hikâyesini mi işler? Niçin?
38. Her şair kendi hayatıyla ilgili bilgileri eserlerine verir. Fakat yukarıdaki metinler de olduğu gibi de açık açık hayatıyla ilgili bilgi verme zorunluluğu da yoktur, sadece sezdirir.

39. Şairlerin yetiştiği ortam şiirlerine nasıl yansır?
39. Şairleri içinde yetiştiği ortam şekillendirir.

Artikel Terkait

Yorumları Göster
Yorumları Gizle

6 yorum

çok güzel

saolun çok işime yaradı :D

çok güzel olmuş ama yazarken çok yoruldum hazırlıyandan ALLAH razı olsun :(

çok teşekkür ederim hazırlıyanın ellerine kollarına sağlık allah razı olsun

sayfa 75 den sonrası neden yok :(

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4) Yorumunuza emoji eklemek için "Emoticon" butonuna tıklayın.
5)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.


EmoticonEmoticon

Edebiyat yazılılarında başarınızı artırın, kanalımıza abone olun!