SPONSORLU BAĞLANTI

YEPYENİ CEVAPLAR İÇİN SINIFINIZA TIKLAYIN...

Home » » 9.SINIF YENİ DİL VE ANLATIM 28-34.SAYFA ÇÖZÜMLERİ

9.SINIF YENİ DİL VE ANLATIM 28-34.SAYFA ÇÖZÜMLERİ

Written By edebiyat fatihi on 18 Eyl 2012 | 18.9.12


3. DİL KÜLTÜR İLİŞKİSİ
Hazırlık
1. Belli bir dili konuşan insanların oluşturduğu topluluğa millet denir. Bu milletler bir kimlik etrafında şekillenir. Bunun neticesinde aynı dili konuşan, aynı kültüre sahip olan aynı duygulara hakim olan topluluklar meydana gelir. Dil olmasaydı oluşan kimlik insanları bir arada tutmaya yetmezdi.
2.  Bu topluluklar elbette ki doğal afetler sonucunda ortadan kalkmamıştır. Bu toplulukları oluşturan insanların artık belli kimlik etrafında toplanacak bir değer kalmadığı değişim göstererek başka devlet ya da millet olarak varlıklarına devam etmişlerdir.
3.  Ortak bir dil birlikteliği oluşmazdı ve millet olamazdık.
4.  Gösteremezdi bilim ve dil o kadar gelişme göstermemişti.
1. Etkinlik
“Ya dil olmasaydı!” veya “Dilin varlığı ne getirdi?” sorularından biri seçilerek kısa bir yazı yazılır. Yazılardan birkaçı sınıfta okunur.
1. Metin
SOSYAL BİR KURUM OLARAK DİL
1. Aynı  dili kullanan fertler nesnelere, canlılara aynı isimleri vermesi sonucu aralarında  bir yakınlık meydana ve bunun sonucunda din, kültür, gelenek, tarih gibi  ortak değerlerle beraber bir millet teşkil eder.
2. Aynı dili kullanan bütün bireyler duygu ve düşünce dünyasında birbirine yakınlaşırken kullanmayan insanlar birbirinden oldukça uzaklaşırlar ve bu millet olmanın önündeki en büyük engeldir.
2. Metin                                          
DİL VE KÜLTÜR
3. İnsan önce düşünür, sonra konuşur ve sonra da  bunları harekete geçirir. Konuşan bir insan düşünme aşamasını geçmiştir. Dolayısıyla aynı dili kullanan topluluklar aynı düşünceleri bir kabın içine koymuş demektir.
4.  Dil oluşturan insanlar sabahtan akşama evde, sokakta , pazarda vs. gibi sürekli konuşur ve kültürünü yoğurur. Konuşan kişiler farkında olmasa da bir sonraki kuşağa bir şey bırakır ve kültür ile tarih de bu şekilde ortaya çıkar. Yani dil kültürün oluşmasında en temel etkendir.
5.  Dil, milli kimliğin oluşmasındaki temel etkenlerden biridir. Dilleri kaybetmiş milletler mutlaka milli kimliklerini kaybetmişlerdir. Sömürgeci ülkeler (İngiltere gibi) girdikleri ülkede sadece yer altı ve yer üstü kaynakları sömürmezler, o milletin dili ile bağını koparıp asimile etmenin yoluna bakarlar.

6. a. Hukuk, Edebiyat, Ekonomi, Felsefe, Tarih, Gündelik Yaşam,
b.
3. Metin
KÜL TİGİN ABİDESİ (Güney yüzü)
4. Metin                                 
 ATASÖZLERİ ( SAVLAR)
7. Türkleri tarihi, siyasi geçmişi, gelenek ve görenekleri ve zihniyetleri hakkında bilgi verir.
8. Dilin kültür taşıyıcılığı özelliği göstermemektedir. Dilin kalıcılığı ve  tarihin nasıl  olduğudur ki bunlarda en önemli dil kültür bir sonraki kuşağa taşır.
9.Aynı dili konuşan insanların aynı kültür ve benliklerinin ne olduğunu kendi kuşağına ve bir sonraki kuşağa göstermek amacıyla yazılması olarak yorumlanabilir.
10.  Yine dil vasıtasıyla ki özellikle yazı dili denilen kültürü bir sonraki kuşağa aktaran en önemli araçtır. Sözlü kültürdeki birçok atasözü, hikaye, türkü, ağıt, destan… belki unutulmuştur ya da değişerek günümüze gelmiştir ama yazıya geçenler artık değişmesi mümkün değildir.
 2. Etkinlik
Araştırma sonuçlarından hareketle dil-kültür ilişkisini anlatan kısa yazılar YAZINIZ.
5. Metin                                       
VERMEK VE ÖTESİ
11.  Buradaki metinde özellikler ağız özellikleri ve konuşma dili esere yansıtılmıştır.
12. 
 YAZI DİLİ
KONUŞMA DİLİ
medeniyet   dili
günlük dil
kalıcılık
geÇİCİ
devlete
ferde
DİL   KURALLARINA UYULUR
DİL   KURALLARINA UYULMAZ

3. Etkinlik
Yapılan araştırmalar doğrultusunda soru cevap yöntemi ile Türkçenin özellikleri aşağıdaki ölçütlere göre belirlenir.
a. Lehçe ve ağız terimlerinin anlamları   
a. LEHÇE: Bir dilin tarih içerisinde bilinmeyen bir dönemde kendinden ayrılmış olup büyük farklılıklar gösteren kollarına denir. Örn: Çuvaşça, Yakutça
AĞIZ : Bir ülke içinde aynı dilin farklı konuşma şekillerine denir. Yörelere göre söyleyiş farklılıkları vardır ama yazılış
aynıdır. Örn: Karadeniz ağzı, Ege ağzı…

b. Ağızlardan birinin zamanla ortak kültür dili durumuna gelmesi
b. Milli edebiyat döneminde İstanbul ağzı ortak yazı dili haline gelmiştir ki bugün kullandığımız  yazı  dili budur.
c. Ortak dilin resmî dil ve ilmî dil ile ilişkisi
c. Kullanılan ortak dilimiz Türkiye Türkçesinin oluşmasını ve bunun  sonucunda halkın devletin ve okulların aynı dili kullanması hem resmi dili hem de ilmi dilin oluşmasını sağlamıştır.
ç. Ortak kültür dilinin yazı dili olarak kullanılması
ç. Yazı dilimizin  İstanbul ağzı belirlenmesi ortak kültürümüz oluşmasına vesile olmuştur.

6. Metin                                              
AKILLI GIZ
13. Vermek ve Ötesi daha anlaşılabilir nedeni bizim konuşma dilimize yakınken diğeri Türkçenin lehçesiyle  yazılmıştır.
14. 
—► “Ne bilem azım vamıyo sook suya, teze ekmeğe.” cümlesi ağız özelliği taşır.
—► “Garip gız aglap-eñräp yola düşen” cümlesi lehçe özelliği taşır.
14. Lehçe, bir dilden tarihi bilinmeyen devirlerde ayrıldığı için anlaşılması zordur ve tabir yerindeyse yeni bir dil öğrenmek gibidir, ama ağızlar bizim coğrafyamızda konuşulduğu için kolayca anlaşılır. Yazıya aktarımı konusunda lehçenin yazıya aktarımı zorken diğeri değil.
15.  
 a. Vermek ve Ötesi’nde yöresel ve söyleyiş farklılıkları ama Akıllı Gız metninde ses, yapı ve söz dizimi faklılıkları göze çarpmaktadır.
b.            Ağız: İstanbul Ağzı, Konya Ağzı, Trabzon Ağzı, Burdu Ağzı…
Lehçe: Çuvaşça ve Yakutça
16. a.
a. Argo: Bir sosyal sınıfın, bir meslek grubunun ya da bir topluluğun üyelerinin  kullandığı, genel dilin sözcüklerine yeni anlamlar yükleyerek ya da yeni sözcükler, deyimler katarak oluşturulan özel dil. Bir toplumda geçerli genel dilden ayrı, ama ondan türemiş olan, yalnızca belli çevrelerce kullanılan, toplumun her kesimince anlaşılmayan, kendine özgü bir sözcük, deyim ve deyişlerden oluşan argonun, ayrı bir grameri yoktur.
 Argo, anadil içinde sonradan türetilmiş bir yardımcı dil olarak konuşulur. Temelde sözlü ve doğal bir dildir. Argo sürekli değişen ve gelişen özel bir dil olmakla birlikte oluşumunu bazı genel ilkelere bağlamak mümkündür. Sıfatlardan cins isim türetme, eski ve bölge dili sözlerinden yararlanma, genel dildeki sözcüklerin biçimlerini bozma, yabancı kökenli sözcük kullanma, sözcüklerin anlamlarını kaydırma ve değiştirme bu ilkelerin başlıcalarıdır. Türk argosu eski İstanbul’un külhanbeyi ve tulumbacı çevrelerinde gelişmiştir.
 Rakı’ya “anzarot”, polis”e “aynasız”, kâğıt paraya “papel” vs. demek; boş ver, abayı yakmak, açıktan almak, boş koymak gibi deyişler argo içinde zikredilir.
b. b. Bir ilişkisi vardır . (Yukarıdaki cevabın içinde ilişkisi yazmaktadır.)

Anlama – Yorumlama
1.Resimlere göre herkes kendi bulunduğu yörenin konuşma diliyle anlaşsa da yazı dilimiz İstanbul Türkçesi olduğu için çok anlaşıp iletişime geçebilmekteyiz.
2.
2. Dilin kalıcılığını ve kültür taşıyıcılığı özelliği gösterir. Dildeki birçok kelime, kavram, atasözü …. Doğar, gelişir ve halkın duygu ve düşüncelerine göre bazıları ya ölür bazıları günümüzü de geçip yarına kalır. Bu şekilde eskiye dair ne varsa  bir sonraki kuşağa kalmıştır.
3. Aşağıdaki şemayı yorumlayınız.
3. İnsanları kendi yörelerinde istedikleri şekilde yöresel özellikleriyle konuşabilirler. Ama ortak bir dil oluşturmak için bizler  İstanbul ağzını yazı dili olarak seçtik ve bunun sonucunda bir ortak dilimiz, bir yazı dili ve bir ilim dilimiz oldu. Bugün okullarda ve üniversiteler Türkiye yaşayan ve hangi yöresel söyleyişleri kullanırsa kullansın hangi etnik kimliği bağlı olursa olsun aynı yazı diliyle iletişime geçtiğimiz için kendimize ait bir  ilim dilimiz mevcuttur.

4. Etkinlik 
Ölçme – Değerlendirme
1.  Aşağıdakilerden hangisi dil-kültür ilişkisi için söylenemez?
CEVAP: C

2. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere uygun kelimeleri yazınız.
Ulusal sınırlar içinde kullanılan bir dilin, farklı coğrafi bölgelerdeki söyleyiş biçimine AĞIZ denir.
Bir dilin tarihî, siyasi, sosyal ve kültürel sebeplerle çeşitli bölgelerde zamanla ses, yapı ve kelime dağarcığı bakımından önemli farklarla birbirinden ayrılan kollarına LEHÇE denir.

3.  Aşağıda verilen Türk dillerini Türkiye Türkçesine göre lehçe ve ağız olma durumu doğrultusun­da eşleştiriniz.
3.            Tatar’ın konuştuğu Türkçe                          : LEHÇE
Ispartalının konuştuğu Türkçe                   : AĞIZ
Elâzığlının konuştuğu Türkçe                      : AĞIZ
Türkmen’in konuştuğu Türkçe                  : LEHÇE
Kırgız’ın konuştuğu Türkçe                         : LEHÇE

4.  Aşağıdaki cümlelerin karşısına yargılar doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
Bir ülkede konuşulan ağızlar içinde yaygınlaşarak hâkim duruma geçen ve herkes tarafından benimsenip kul­lanılan dile konuşma dili denir. (  D )
Konuşma dili birçok ağza ayrıldığı hâlde, yazı dili daha birleştirici özellik taşır. (  D )
Konuşma dili, kuşaklara ve bireylere bağlı olarak varlığını devam ettirdiği için bireylerle birlikte o da kay­bolur. ( Y  )
5.  “Bulunduğu coğrafyanın iklimi, tabiat şartları, bitki örtüsü, hayvan varlığı dilin muhtevasını belirler. Söz gelişi Araplar ‘deve’ için pek çok kelime kullanırken Eskimolar ‘buz’ ve ‘kar’ için yüzlerce kelime oluşturmuşlardır.“
A. Bican ERCİLASUN’un bu sözlerinden dil-kültür ilişkisi ile ilgili hangi sonuçlara ulaşılabilir?
5. İnsanları yaşadığı birçok özellikler onların kelime hazinesine de etki eder.

Paylaşmak İsterseniz :
SON YAZILARDAN HABERDAR OLMAK İÇİN TWİTTER'DA TAKİP EDİN

Yorum Gönder

Yorumunuz için şimdiden teşekkürler...Blogger'da bir hesabınız yoksa ''Anonim'' veya ''Adı/Url'' bölümünü seçerek kolayca görüşlerinizi belirtebilirsiniz...

 
Support : roman özetleri | ŞİİR TAHLİLLERİ |
Copyright © 2011. edebiyatfatihi.net - All Rights Reserved
Template Created by Published by EDEBİYAT FATİHİ
Altyapı by Blogger
Yandex.Metrica