3.
DİL KÜLTÜR İLİŞKİSİ
Hazırlık
1. Belli bir dili konuşan insanların oluşturduğu
topluluğa millet denir. Bu milletler bir kimlik etrafında şekillenir. Bunun
neticesinde aynı dili konuşan, aynı kültüre sahip olan aynı duygulara hakim
olan topluluklar meydana gelir. Dil olmasaydı oluşan kimlik insanları bir arada
tutmaya yetmezdi.
2. Bu topluluklar
elbette ki doğal afetler sonucunda ortadan kalkmamıştır. Bu toplulukları
oluşturan insanların artık belli kimlik etrafında toplanacak bir değer
kalmadığı değişim göstererek başka devlet ya da millet olarak varlıklarına
devam etmişlerdir.
3. Ortak bir dil birlikteliği oluşmazdı ve
millet olamazdık.
4. Gösteremezdi bilim ve dil o kadar gelişme
göstermemişti.
1. Etkinlik
“Ya dil olmasaydı!” veya “Dilin varlığı
ne getirdi?” sorularından biri seçilerek kısa bir yazı yazılır. Yazılardan
birkaçı sınıfta okunur.
1.
Metin
SOSYAL
BİR KURUM OLARAK DİL
1. Aynı dili kullanan fertler
nesnelere, canlılara aynı isimleri vermesi sonucu aralarında bir yakınlık
meydana ve bunun sonucunda din, kültür, gelenek, tarih gibi ortak
değerlerle beraber bir millet teşkil eder.
2. Aynı dili kullanan bütün bireyler
duygu ve düşünce dünyasında birbirine yakınlaşırken kullanmayan insanlar
birbirinden oldukça uzaklaşırlar ve bu millet olmanın önündeki en büyük engeldir.
2.
Metin
DİL
VE KÜLTÜR
3.
İnsan önce düşünür, sonra konuşur ve sonra da bunları harekete geçirir.
Konuşan bir insan düşünme aşamasını geçmiştir. Dolayısıyla aynı dili kullanan
topluluklar aynı düşünceleri bir kabın içine koymuş demektir.
4. Dil
oluşturan insanlar sabahtan akşama evde, sokakta , pazarda vs. gibi sürekli
konuşur ve kültürünü yoğurur. Konuşan kişiler farkında olmasa da bir sonraki
kuşağa bir şey bırakır ve kültür ile tarih de bu şekilde ortaya çıkar. Yani dil
kültürün oluşmasında en temel etkendir.
5. Dil,
milli kimliğin oluşmasındaki temel etkenlerden biridir. Dilleri kaybetmiş
milletler mutlaka milli kimliklerini kaybetmişlerdir. Sömürgeci ülkeler
(İngiltere gibi) girdikleri ülkede sadece yer altı ve yer üstü kaynakları
sömürmezler, o milletin dili ile bağını koparıp asimile etmenin yoluna
bakarlar.
6. a. Hukuk, Edebiyat, Ekonomi, Felsefe, Tarih, Gündelik
Yaşam,
b.
3. Metin
KÜL TİGİN ABİDESİ (Güney yüzü)
4. Metin
ATASÖZLERİ ( SAVLAR)
7. Türkleri tarihi, siyasi geçmişi, gelenek ve
görenekleri ve zihniyetleri hakkında bilgi verir.
8. Dilin kültür taşıyıcılığı özelliği göstermemektedir.
Dilin kalıcılığı ve tarihin nasıl olduğudur ki bunlarda en önemli
dil kültür bir sonraki kuşağa taşır.
9.Aynı dili konuşan insanların aynı kültür ve
benliklerinin ne olduğunu kendi kuşağına ve bir sonraki kuşağa göstermek
amacıyla yazılması olarak yorumlanabilir.
10. Yine dil vasıtasıyla ki özellikle yazı dili
denilen kültürü bir sonraki kuşağa aktaran en önemli araçtır. Sözlü kültürdeki
birçok atasözü, hikaye, türkü, ağıt, destan… belki unutulmuştur ya da değişerek
günümüze gelmiştir ama yazıya geçenler artık değişmesi mümkün değildir.
2. Etkinlik
Araştırma sonuçlarından hareketle
dil-kültür ilişkisini anlatan kısa yazılar YAZINIZ.
5.
Metin
VERMEK VE ÖTESİ
11. Buradaki
metinde özellikler ağız özellikleri ve konuşma dili esere yansıtılmıştır.
12.
YAZI DİLİ
|
KONUŞMA DİLİ
|
medeniyet dili
|
günlük dil
|
kalıcılık
|
geÇİCİ
|
devlete
|
ferde
|
DİL KURALLARINA UYULUR
|
DİL KURALLARINA UYULMAZ
|
3. Etkinlik
Yapılan araştırmalar doğrultusunda soru
cevap yöntemi ile Türkçenin özellikleri aşağıdaki ölçütlere göre belirlenir.
a. Lehçe ve ağız terimlerinin
anlamları
a. LEHÇE: Bir dilin tarih içerisinde
bilinmeyen bir dönemde kendinden ayrılmış olup büyük farklılıklar gösteren
kollarına denir. Örn: Çuvaşça, Yakutça
AĞIZ : Bir ülke içinde aynı dilin farklı konuşma
şekillerine denir. Yörelere göre söyleyiş farklılıkları vardır ama yazılış
aynıdır. Örn: Karadeniz ağzı,
Ege ağzı…
b. Ağızlardan birinin zamanla ortak kültür
dili durumuna gelmesi
b. Milli edebiyat döneminde İstanbul
ağzı ortak yazı dili haline gelmiştir ki bugün kullandığımız yazı
dili budur.
c. Ortak dilin resmî dil ve ilmî dil ile
ilişkisi
c. Kullanılan ortak dilimiz Türkiye
Türkçesinin oluşmasını ve bunun sonucunda halkın devletin ve okulların
aynı dili kullanması hem resmi dili hem de ilmi dilin oluşmasını sağlamıştır.
ç. Ortak kültür dilinin yazı dili olarak
kullanılması
ç. Yazı dilimizin İstanbul ağzı
belirlenmesi ortak kültürümüz oluşmasına vesile olmuştur.
6.
Metin
AKILLI GIZ
13.
Vermek ve Ötesi daha anlaşılabilir nedeni bizim konuşma dilimize yakınken
diğeri Türkçenin lehçesiyle yazılmıştır.
14.
—► “Ne bilem azım vamıyo sook suya,
teze ekmeğe.” cümlesi ağız özelliği taşır.
—► “Garip gız aglap-eñräp yola
düşen” cümlesi lehçe özelliği taşır.
14.
Lehçe, bir dilden tarihi bilinmeyen devirlerde ayrıldığı için anlaşılması
zordur ve tabir yerindeyse yeni bir dil öğrenmek gibidir, ama ağızlar
bizim coğrafyamızda konuşulduğu için kolayca anlaşılır. Yazıya aktarımı
konusunda lehçenin yazıya aktarımı zorken diğeri değil.
15.
a. Vermek
ve Ötesi’nde yöresel ve söyleyiş farklılıkları ama Akıllı Gız metninde ses,
yapı ve söz dizimi faklılıkları göze çarpmaktadır.
b. Ağız: İstanbul Ağzı, Konya Ağzı, Trabzon
Ağzı, Burdu Ağzı…
Lehçe:
Çuvaşça ve Yakutça
16. a.
a. Argo:
Bir sosyal sınıfın, bir meslek grubunun ya da bir topluluğun üyelerinin
kullandığı, genel dilin sözcüklerine yeni anlamlar yükleyerek ya da yeni
sözcükler, deyimler katarak oluşturulan özel dil. Bir toplumda geçerli genel
dilden ayrı, ama ondan türemiş olan, yalnızca belli çevrelerce kullanılan,
toplumun her kesimince anlaşılmayan, kendine özgü bir sözcük, deyim ve
deyişlerden oluşan argonun, ayrı bir grameri yoktur.
Argo,
anadil içinde sonradan türetilmiş bir yardımcı dil olarak konuşulur. Temelde
sözlü ve doğal bir dildir. Argo sürekli değişen ve gelişen özel bir dil olmakla
birlikte oluşumunu bazı genel ilkelere bağlamak mümkündür. Sıfatlardan cins
isim türetme, eski ve bölge dili sözlerinden yararlanma, genel dildeki
sözcüklerin biçimlerini bozma, yabancı kökenli sözcük kullanma, sözcüklerin
anlamlarını kaydırma ve değiştirme bu ilkelerin başlıcalarıdır. Türk argosu
eski İstanbul’un külhanbeyi ve tulumbacı çevrelerinde gelişmiştir.
Rakı’ya
“anzarot”, polis”e “aynasız”, kâğıt paraya “papel” vs. demek; boş ver, abayı
yakmak, açıktan almak, boş koymak gibi deyişler argo içinde zikredilir.
b. b. Bir ilişkisi vardır . (Yukarıdaki cevabın içinde
ilişkisi yazmaktadır.)
Anlama – Yorumlama
1.Resimlere göre herkes kendi bulunduğu yörenin konuşma
diliyle anlaşsa da yazı dilimiz İstanbul Türkçesi olduğu için çok anlaşıp
iletişime geçebilmekteyiz.
2.
2.
Dilin kalıcılığını ve kültür taşıyıcılığı özelliği gösterir. Dildeki birçok
kelime, kavram, atasözü …. Doğar, gelişir ve halkın duygu ve düşüncelerine göre
bazıları ya ölür bazıları günümüzü de geçip yarına kalır. Bu şekilde eskiye
dair ne varsa bir sonraki kuşağa kalmıştır.
3. Aşağıdaki şemayı yorumlayınız.
3.
İnsanları kendi yörelerinde istedikleri şekilde yöresel özellikleriyle
konuşabilirler. Ama ortak bir dil oluşturmak için bizler İstanbul ağzını
yazı dili olarak seçtik ve bunun sonucunda bir ortak dilimiz, bir yazı dili ve
bir ilim dilimiz oldu. Bugün okullarda ve üniversiteler Türkiye yaşayan ve
hangi yöresel söyleyişleri kullanırsa kullansın hangi etnik kimliği bağlı
olursa olsun aynı yazı diliyle iletişime geçtiğimiz için kendimize ait
bir ilim dilimiz mevcuttur.
4. Etkinlik
Ölçme – Değerlendirme
1. Aşağıdakilerden
hangisi dil-kültür ilişkisi için söylenemez?
CEVAP: C
2. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan
yerlere uygun kelimeleri yazınız.
Ulusal sınırlar içinde kullanılan bir
dilin, farklı coğrafi bölgelerdeki söyleyiş biçimine AĞIZ denir.
Bir dilin tarihî, siyasi, sosyal ve
kültürel sebeplerle çeşitli bölgelerde zamanla ses, yapı ve kelime dağarcığı
bakımından önemli farklarla birbirinden ayrılan kollarına LEHÇE denir.
3. Aşağıda verilen Türk dillerini Türkiye
Türkçesine göre lehçe ve ağız olma durumu doğrultusunda eşleştiriniz.
3.
Tatar’ın konuştuğu
Türkçe
: LEHÇE
Ispartalının konuştuğu
Türkçe
: AĞIZ
Elâzığlının konuştuğu
Türkçe
: AĞIZ
Türkmen’in konuştuğu
Türkçe
: LEHÇE
Kırgız’ın konuştuğu
Türkçe
: LEHÇE
4. Aşağıdaki cümlelerin
karşısına yargılar doğru ise “D”, yanlış ise “Y” yazınız.
Bir ülkede konuşulan ağızlar içinde
yaygınlaşarak hâkim duruma geçen ve herkes tarafından benimsenip kullanılan
dile konuşma dili denir. ( D )
Konuşma dili birçok ağza ayrıldığı
hâlde, yazı dili daha birleştirici özellik taşır. ( D )
Konuşma dili, kuşaklara ve bireylere
bağlı olarak varlığını devam ettirdiği için bireylerle birlikte o da kaybolur. (
Y )
5. “Bulunduğu coğrafyanın
iklimi, tabiat şartları, bitki örtüsü, hayvan varlığı dilin muhtevasını
belirler. Söz gelişi Araplar ‘deve’ için pek çok kelime kullanırken Eskimolar
‘buz’ ve ‘kar’ için yüzlerce kelime oluşturmuşlardır.“
A. Bican ERCİLASUN’un bu sözlerinden
dil-kültür ilişkisi ile ilgili hangi sonuçlara ulaşılabilir?
5.
İnsanları yaşadığı birçok özellikler onların kelime hazinesine de etki eder.
Yorum Gönder
Yorumunuz için şimdiden teşekkürler...Blogger'da bir hesabınız yoksa ''Anonim'' veya ''Adı/Url'' bölümünü seçerek kolayca görüşlerinizi belirtebilirsiniz...