» » » ZAMBAK 10.SINIF EDEBİYAT CAVAPLARI (KOŞMA)




4. XV. Yüzyıldan XIX. Yüzyıl Ortalarına Kadar Osmanlı Edebiyatı
A. Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler (Şiir)
2. Halk Şiiri

B-Âşık Tarzı Halk Şiiri
HAZIRLIK

1."Âşık" sözcüğü size neyi çağrıştırıyor? Sözlü olarak ifade ediniz.
Âşık edebiyatımızın kendine mahsus olan şiir geleneğinin te­melleri, İslâmiyet öncesi Türk toplumunun sesi olan ozanlar tara­fından atılmıştır. Edebiyatımızda halkın anlayabileceği sade bir dille ve genellikle saz eşli­ğinde şiirler söyleyen şairlere saz şairi adı verilir. Halk şairi veya âşık da de­nir. Bunların ortaya koyduğu şiirlere de âşık tarzı halk şiiri adı verilir.
Kendilerine âşık denilen halk şairleri, şiirlerini genellikle köy köy, kasaba kasaba gezerek halkın topluca bulunduğu yerlerde söylemişlerdir. Bunlar şiir­lerini yazıya geçirmezlerdi. Çok defa topluluk karşısında yer ve duruma uygun olarak irticalen (hazırlıksız olarak, içine doğduğu gibi) söylerlerdi. Saz şairleri aynı zamanda eserlerinin bestekârı olmuşlar; şiirlerini güftesi ve bestesiyle bir­likte ortaya koymuşlardır.
Bunlar şiirlerinde aşk, gurbet, yalnızlık, tabiat gibi temaları işlemişlerdir. Ayrıca sosyal olaylar ile dinî-tasavvufî konulara da yer vermişlerdir. Saz şairle­rinin söylediği şiirler gerek kendilerinden sonra gelen âşıklar, gerekse halk ta­rafından ağızdan ağıza söylenerek yaşatılmaya çalışılmıştır. Bu yüzden pek çok şiir değişikliklere uğramış veya unutulmuştur. Bazı âşıkların şiirleri ise cönk adı verilen mecmualara kaydedilmiştir.
Âşık tarzı halk edebiyatı, İslâmiyet öncesi Türk edebiyatı geleneğinin bir devamıdır. Âşık tarzı halk edebiyatı bu geleneğini günümüze kadar sürdür­müştür.
Bu gün de Anadolu'da saz şiiri geleneğini, kısmen de olsa devam ettiren âşıklar vardır.

2.Günümüzde Karacaoğlan, Erzurumlu Emrah gibi halk şairlerinin olmamasının sebeplerini tartışınız. Sonuçları tahtaya maddeler hâlinde yazınız.
Teknolojinin gelişmesiyle insanlar müziğe istedikleri her yerde ulaşabilir hale gelmesiyle aşıklık geleneği de zayıflamaya başlamıştır.
Zihniyet farklılaşması
3.Âşık tarzı şiirlerin şekli ve türleri hakkında bir sunum hazırlayınız.
4.Gevheri'nin edebî kişiliği ve hayatıyla ilgili araştırma yapınız.
GEVHERİ
Adı Mehmet'tir. Doğumu, değişik yerlere bağlanmakla birlikte, kuvvetli bir ihtimalle İstanbulludur. Yüzyılın ortalarındaki mecmualarda şiirlerinin görülmesinden yola çıkan araştırmacılar doğum tarihi olarak yüzyılın ilk çeyreğinden biraz sonrasını ileri sürmektedirler.
Onun, İstanbul ve Bursa'daki divan kâtipliklerini, imparatorluğun diğer büyük memleketlerinde de kısa aralıklarla yürüttüğüne bakılırsa medrese tahsili gördüğü anlaşılmaktadır. Aruz ile yazdığı şiirlerindeki söyleyiş de bunun başka bir delildir. Ölümü 1127/1715 'ten sonradır.
Aruz ile yazdığı şiirlerinde başta Fuzuli olmak üzere klasik şairlerimizin tesiri görülür. Yüzyılın başlıca adlarından biri olmasında, belki de, aruz veznini hece vezni kadar başarılı bir şekilde kullanan ender şairlerden biri olmasını da rolü vardır.
Usta bir âşık olması, onun sevilip örnek alınmasına vesile olmuştur. Pek az aşığa nasip olan bir husus da, sadece onun şiirlerine yer veren bir mecmuanın bulunmasıdır.
Şiirleri arasında çeşitli tarihi olaylara yer verenler de vardır. Avusturya'ya karşı açılan 1663 ve 1689 seferleri için söylediği şiirlerini bu arada sayabiliriz.

5.Erzurumlu Emrah'ın edebî kişiliği ve eserlerini araştırınız.

ERZURUMLU EMRAH

Erzurumlu Emrah'ın doğum yılı tam olarak bilinmiyor; ama Erzurum'un bir köyünde doğduğu için kendisine "Erzurumlu Emrah" dendiği anlaşılıyor. Emrah'ın Erzurum'un Tanburacı köyünde doğduğu yolunda söylentiler de vardır. 1840 yılında Sivas'ın Niksar ilçesine gelmiş, yaşamının geri kalan yirmi yılını burada geçirmiş 1860 yılında ölmüştür.

Erzurumlu Emrah iyi bir medrese öğrenimi görmüştür. Bu yüzden Divan edebiyatını iyi bilir. Aruz ölçüsünü kullandığı şiirleri de vardır. Ne var ki, bunlar sözü edilecek değerde değildir.

Erzurumlu Emrah'ın asıl ünü "âşık türü" şiirlerinde gösterdiği başarıdadır. Şiirlerinden çıkarılan sonuçlara göre Sivas'a gelinceye dek Kastamonu, Konya, Niğde illerini dolaşmış. Süresi kısa da olsa çeşitli serüvenler yaşamış, gittiği yerlerde çeşitli evlenmeler yapmış, edebiyata eğilimi olan ileri gelen kişilerce konuk olarak ağırlandığı anlaşılmış. Birbirinden epeyce ırak yerlerde de olsa "Erzurumlu Emrah" adına mezarların bulunması, Emrahoğulları adını taşıyan ailelerin oluşu da dikkati çekiyor. Niksar'da ölmüştür.

  20. yüzyıl ozanlarından Tokatlı Nuri, Erzurumlu Emrah'ın belirgin etkisinde kalan onun izinden yürüyen halk ozanlarından biridir. Böylece Erzurumlu Emrah'ın kendisinden sonra gelenler üzerinde de etkinliğinin varlığı ortaya çıkıyor.

6.Halk şairi ve kalem şairi ne demektir? Araştırınız.
Halkın anlayabileceği sade bir dille ve genellikle saz eşli­ğinde şiirler söyleyen şairlere halk şairi, kalem şairi ise masa başında şiirler yazan şairlere de kalem şairi denir.
7.Anonim halk şiirleri ile divan ve günümüz edebiyatı şiirlerinden örnekler getiriniz.

İNCELEME
1. Metin
Koşma
Dost bağının meyveleri erişti
Ayva benim alma benim nar benim
Çeşmim yaşı ummanlara karıştı
Cefâkârım sitemkârım var benim

Yedi derya boz bulanık selinden
Halk-ı âlem âciz kaldı dilimden
Ben bülbülüm ayrı düştüm gülümden
Efgan benim mâtem benim zâr benim

Mâil oldum kisvesine tâcına
Bend olmuşum siyah zülfü ucuna
Mansur gibi asılırım saçına
Kâkül benim perçem benim dâr benim
Gevherî der kime gönül katayım
Gevherimi nâdânlara satayım
Dost bağında bülbül gibi öteyim
Gülşen benim güller benim hâr benim
Gevheri

1. Etkinlik
a. Şiirin yapı özelliklerini söyleyiniz.
Dörtlükler kurulmuş, ilk dörtlüğün kafiye örgüsü “abab” şeklindedir. Dörtlükler arasında tema yönünden bir bağ vardır. Anlam her dörtlükte tamamlanmıştır. Şiirde genel olarak yarım kafiye kullanılmıştır.
b. Koşmanın birimlerini ve bunlara ne ad verildiğini belirleyiniz.
Koşmanın dört birimi vardır ve bu birimlere dörtlük adı verilir.
c. Her birimde ne anlatıldığını aşağıdaki bölüme yazınız.
 d.    Şiirin temasını bularak aşağıdaki bölüme yazınız.


Birim değeri: dörtlük
Birimlerin konusu
tema
1.      Birim
Ayrılıktan dolayı şairin ağlamaklı hali dile getirilmişitir.



aşk
2.      Birim
Sevgilisiyle arı düşmesini bülbül ve gül mazmununda anlatmıştır.
3.      Birim
Sevgilinin hatıraları anlatılmış. Saçına olan özlem dile getirilmiş.
4.      Birim
Dostların yanında derdini nasıl anlatacağı üzerinde durmuştur.

e. Şiirdeki birimlerin nasıl birleştiğini açıklayınız.
Şiirdeki birimler tema ile birleştirilmiştir.

2. Etkinlik

Koşmanın ahenk ögelerini bularak aşağıya yazınız.
Koşmanın Ahenk Ögeleri
Ölçü
Kafiye-Redif
Ses-Söyleyiş
11’li hece ölçüsü
1.       Dörlük: “işti”ler redif, “r”ler yarım kafiye,  “benim”ler redif, “ar”lar tam kafiye
2.       Dörtlük: “imden”ler redif, “l”ler yarım kafiye
3.       Dörtlük: “ına”lar redif, “ac”lar tam kafiye
4.       Dörtlük:  “eyim”ler redif, “t”ler yarım kafiye
Şiir dörtlüklerle hece  ölçüyle ve sade bir dille söylenmiştir.

3.   Etkinlik
Koşmada kullanılan söz sanatlarını ve imgeleri bularak bunların özelliklerini ve şiirdeki işlevini belirtiniz.
Çeşmim yaşı ummanlara kaşırştı-Mübalağa
Ben bülbülüm ayrı düştüm gülümden-teşbih
Bend olmuşum siyah zülfü ucuna-teşbih
Mansur gibi asırlım saçına-teşbih
Dost bağında bülbül gibi öteyim-teşbih

Bu şiirde gül ve bülbül imgesi kullanılmıştır. Şair kendisini gül bahçesinde güller için öten bülbüle benzetmiştir. Bu imge şiirin çok anlam kazanmasını sağlamıştır.

4.   Etkinlik
a. Araştırmalarınızdan faydalanarak âşık tarzı şiirlerin şeklini ve türlerini belirtiniz.

Âşık Tarzı Halk Şiirinde Kullanılan Nazım Biçimleri
1-KOŞMA
·         Türk halk şiirin en yaygın türüdür.
·         Sazla söylenir ve dörtlüklerle yazılır.
·         Dörtlük sayısı genellikle 3–5 arasındadır.
·         Hece ölçüsünün 6+5 veya 4+4+3 duraklı 11’li kalıbıyla yazılır.
·         Şair koşmanın son bendinde ismini ya da mahlâsını söyler. 
·         Koşmalarla daha çok sevgi ve doğa şiirleri yazılmaktadır. Bu şiirlerde çıplak doğa güzellikleri karşısındaki duygulanmalarla birlikte daha çok aşk duyguları dile getirilir.
·         Koşmalar dile getirilen duygular ve söylenişlerine göre koçaklama, güzelleme, taşlama, ağıt gibi isimler alır.

Konuları Bakımından Koşma Çeşitleri:

a)     Güzelleme

·         Türk halk şiirinde koşmanın güzeli öven türüne verilen ad olup; bir kimseyi, bir güzeli, bir atı, bir yeri, herhangi bir tabiat parçasını övmek maksadıyla söylenen şiirlere denir.
·         Kısacası sevda ve güzellikler üzerine yazılan şiirlerdir. Âşık sevdalı kişidir.
·         Halk Şairi, Saz Şairi gibi adların yanında bir adının da Âşık olması bundandır. O, bir güzele tutkundur, ya da gelenek onu ille de bir güzele tutkun görmek istemekte, buna göre değer biçmektedir.
·         Çoğu âşıklar saz çalıp şiir söylemeye bile bir güzelin sevdasına düştükten, rüyada onun elinden "Aşk badesi" içtikten sonra başlar.
·         Bu çok defa yaşayan bir güzel olmayıp bir güzellik ideali ya da hayal edilen güzeldir.

b)     Koçaklama

·         Türk halk şiirinde koşmanın kahramanlık, yiğitlik ve savaş konusunda söylenilen türüne verilen addır. Koçaklamalarda yiğitlik övülür, savaşlarda gösterilen kahramanlıklar dile getirilir.
·         Genellikle hece ölçüsünün 6+5=11 ya da 4+4+3=11'li kalıbı ile söylenir.
·         Koçaklama koşmanın bir türü olduğundan bu türün bütün özelliklerin taşır.
·         Türk halkının çok değer verdiği kahramanlık, mertlik ve cesaret konusunu işleyen koçaklama türünün en iyi örneklerini Dadaloğlu, Kayıkçı Kul Mustafa ve Köroğlu gibi siyasî çatışmalara katılmış âşıklar vermiştir.

c)      Taşlama

·         Taşlama Halk şiirinde beğenilmeyen ya da istenmeyen herhangi bir kimsenin kusurlarını, gülünç taraflarını ya da toplumun aksak yönlerini alaylı bir biçimde ortaya koyan koşmalardır.
·         Âşıklık geleneklerinin kuvvetli olduğu dönemlerde taşlamalar toplumda düzeltici bir görev de görmüşlerdir.
·         Toplumda düzeni bozan bazı kişiler âşığın diline düşme korkusu ile kendilerine çeki düzen vermişlerdir.

d)     Ağıt

·         Toplumda yaygın olarak bilinen ağıtlar, önemli bir yeri ve çeşitli özellikleri bulunan, çevresindekilerden farklı bir kişiliğe sahip olan ya da ölüm olayı farklı olan kimselerin ölümü ile duyulan acıyı dile getiren şiirlerdir.
·         Ölü çıkan evlerde, matem toplantılarında okunan ağıtlar ölenin anılarını yaşatacak nitelikte değişik bir ezgi ile söylenir.
·         Ağıtlar bir bakıma ölen için söylenmiş methiyeler demektir.
·         Ağıtlarda ölenin ailede ve toplumda bıraktığı boşluk, birlikte geçen günlerin anıları, dostluk, iyilik, cesaret, merhamet vb. temler ifade edilir.
·         Halk arasında ağıt söyleyene ağıtçı, ağıt söyleme işine de ağıt yakma denir.


2-SEMAÎ
·         Halk şiirinde hecenin sekizli ölçüsü ile koşma biçiminde düzenlenen ve özel bir ezgi ile söylenen şiirlerdir.
·         Genellikle en az üç, en fazla beş dörtlükten oluşurlar.
·         Çoğunlukla doğa, güzellik, ayrılık, kavuşma gibi duygusal ve lirik temaları işlerler.
·         Semaînin hece ölçüsünün yanında aruz ölçüsü kullanılarak yazılanları da vardır.
3-VARSAĞI
·         Özel bir ezgiyle söylenen koşmaya denir.
·         Önce Güney Anadolu’da yaşayan Varsak Türkleri tarafından söylendiği için bu adla anılır.
·         Semaîye benzer.
·         Hece ölçüsünün en çok sekizli kalıbıyla yazılır.
·         4+4 duraklı veya duraksız olur.
·         Kafiye şeması şöyledir: xaxa bbba ccca.
·         Semaîden ezgi yönüyle ayrılır.
·         Varsağı yiğitçe bir havayla okunur.
·         Çokluk içinde "bre", "hey", "hey gidi", gibi ünlemler yer alır.  Bu ünlemlerin bulunmadığı varsağılar ezgisiyle fark edilir.
·         Halk edebiyatında en çok varsağı söyleyen âşık, Karacaoğlan'dır.

4-DESTAN
·         Âşıklık geleneğinin önemli bir türü olan destan, birkaç örnek hariç tutulursa genellikle koşmaya benzer ve iki ya da üç dizelik bazıları dışında dörder dizelik bendlerden oluşur.
·         Biçimleri bakımından belli bir düzenlilik gösteren destanların uyak örgüleri koşma uyak düzenine benzer ve iki ya da üç dizelik bazıları dışında dörder dizelik bendlerden oluşur.
·         Uyak düzeninin abab - cccb - dddb - eeeb biçimi en yaygın olanıdır.
·         Her dörtlüğün son dizesi olan bağlama mısraı dediğimiz dize destanlarda çok önemlidir.
·         Bu dize kendinden önceki üç dize ile hem biçim hem de anlam bakımından büyük bir bağlılık göstererek kimi zaman da aynen tekrar edilerek önceki dizelerin anlamım güçlendirir.
·         Destanlarda dörtlük sayısında belli bir ölçü yoktur; konusuna ve âşığın yaratma gücüne göre dört dörtlükten 121 dörtlüğe kadar uzayan destanlar bulunmaktadır.
·         Bu sayı kesinlik anlamına gelmemektedir, destan istenilen ölçüde uzatılabilir.

b.     Hazırladığınız sunumu arkadaşlarınızla paylaşınız.

5.   Etkinlik
a. Parçadan hareketle ve araştırmalarınızdan faydalanarak Gevheri'nin fikrî ve edebî yönü
hakkında çıkarımlarda bulunarak çıkarımlarınızı tahtaya yazınız.
b. Eserle şair arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
Eserle şair arasında her zaman yakın bir ilişki vardır. Eser sahibini yansıtır. Bu eserde şairinin kültürünü, inançlarını, aşklarını, ayrılıklarını ve ideallerini bulmak mümkündür.

6. Etkinlik
Şiiri yorumlayarak şiirin özelliklerini ve size hissettirdiklerini sözlü olarak ifade ediniz.

Şiir sade bir dille oluşturulmuş bir aşk şiiridir. Ama şairi sevdiğinden ayrıdır. Sevdiğine kavuşmak için çaba göstermektedir.


REKLAM

cevaplar için sınıfınıza tıklayınız edebiyat fatihi

«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

Yorumlarınızı,eksik sayfaları aşağıdan yazabilirsiniz...

Yorumunuz için şimdiden teşekkürler...Blogger'da bir hesabınız yoksa ''Anonim'' veya ''Adı/Url'' bölümünü seçerek kolayca görüşlerinizi belirtebilirsiniz...