22 Eki 2010

EKOYAY 11.SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ 70-86.SAYFA ARASI CEVAPLARI

Reklamlar

11.SINIF DİL VE ANLATIM KİTABI 70-86 ARASI CEVAPLARIDIR


4.BİYOGRAFİ(HAYAT HİKAYESİ) OTOBİYOGRAFİ
  • HAZIRLIK:
  • Başarılı insanların hayatlarından etkilenebiliriz.Onların bu başarı öyküleri bize örnek teşkil eder, hedeflerimizi büyütmemizi, daha azimli ve gayretli çalışmamızı sağlar.
  • Başkalarının yaşam öyküsünü bilenler onların hayattan edindikleri tecrübeler, aldıkları dersler sayesinde kendi hayatlarına yön verebilirler...
  • Bir sanatçıyı tanımadan yapıtlarını tam ve hakkıyla tanımak,anlamak  mümkün değildir.Çünkü eserler, sanatçıların hayatlarından izler taşır, onların duyuş, düşünüşünü yansıtır.Sanatçıların yaşadıkları olayları, devrinin şartlarını  kişilik yapısını ,ailesini, çevresini ...bilmek onların yapıtlarını daha iyi anlamlandırmamıza yardımcı olur.Örneğin Mehmet Akif'i tanımadan onun şiirlerini ve manzumelerini tam ve layıkıyla anlayamayız.
  • Kendi yaşam öykümüzü yazmanın amacı bunun gelecek nesiller tarafından bilinmesi ve yaşadığımız olaylardan onların ders almaları olabilir...
  • Kendi alanlarında ünlü olmuş, siyaset adamı, edebiyatçı, sporcu, bilim adamı, ses, sinema, tiyatro sanatçısı, gazeteci, ticaret adamı gibi kişilerin hayatlarını, neler yap-tıklarını, ülke ve dünya insanlığına neler kazandırdıklarını, hayatlarının önemli başarılarını ve dönüm noktalarını bütünüyle anlatan yazı ve kitaplara biyografi (yaşamöyküsü) denir.
    Bir düşünürün, bir sanatçının, bir sporcu ya da tanınmış bir kişinin kendi yaşam öyküsünü anlattığı eserlerdir. Özyaşamöyküsü de denir. Kaynak olarak kişi kendini ve aile büyüklerinden aldığı bilgileri kullanır. Otobiyografi yazmak güçtür, çünkü insanın kendinden söz ederken objektif olması zordur. Otobiyografiler sayesinde o kişinin sanatı, düşünceleri, yaptığı işler hakkında bilgileniriz. Otobiyografiler aynı zamanda iyi bir belgeseldirler. Bu alanda çalışacaklara ve yazarın yaşadığı dönemin özelliklerine kaynaklık eder. Otobiyografileri okumak, insanın kendi deneyimlerine bir yaşam deneyimini, yaşayanın ağzından katmak demektir.

  • SAYFA 80:
  • BİYOGRAFİ ÖRNEKLERİ:
AHMET HAŞİM

1884’te Bağdat’ta doğdu, 1933’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Fizan Mutasarrıfı Arif Hikmet Bey’in oğlu. Çocukluğu Bağdat’ta geçti. 12 yaşında annesinin ölümü üzerine babasıyla birlikte İstanbul’a geldi. Mektebe-i Sultani'de (Galatasaray Lisesi) yatılı okudu. Tevfik Fikret ve Ahmed Hikmet Müftüoğlu'nun öğrencisiydi. 1907'de mezun oldu. Bir süre Reji İdaresi'nde çalıştı. Bir yandan da Hukuk Mektebi'ne devam etmeye başladı. İzmir Sultanisi Fransızca öğretmenliğine atandı. Hukuk eğitimini bırakıp İzmir'e gitti. 1912-1914 arasında Maliye Nezareti'nde çevirmenlik yaptı. 1. Dünya Savaşı yıllarını Çanakkale ve İzmir'de yedeksubay olarak geçirdi. Mütareke'den sonra İstanbul'a döndü. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde estetik ve mitoloji öğretmenliği yaptı. Harp Akademisi ve Mülkiye Mektebi'nde Fransızca dersleri verdi. Düyun-u Umumiye İdaresi'nde, Osmanlı Bankası'nda çalıştı. Akşam ve İkdam gazetelerinde köşe yazıları yazdı. 1928'de böbrek rahaksızlığının tedavisi için yurtdışına gitti ama iyileşemeden döndü. Şiire lise öğrenciliği yıllarında başladı. İlk şiirlerinde Abdülhak Hamit, Cenap Şahabettin, özellikle de Tevfik Fikret etkileri görülür. Bilinen ilk şiiri "Hayal-i Aşkım"da bu yönelmelere rağmen yeni bir sanat yönelimi olduğu dikkat çeker. Gençlik şiirleri Mecmua-i Edebiye, Musavver Terakki, Aşiyan, Jale, Musavver Muhit, Servet-i Fünun, Resimli Kitap dergilerinde yayınlandı. Bu şiirleri kitaplarına almadı. 2. Meşrutiyet'in yazınsal karmaşa ortamında onun şiiri ayrı bir ses olarak kendisini gösterdi. 1921'de basılan ilk şiir kitabı "Göl Saatleri"nin başındaki küçük manzumeler, bu dönemin asıl eserleridir. İzlenimci ressam etüdlerini andıran bu şiirlerle Ahmed Haşim, doğanın özünü sızdırmak ister gibidir. Şiiri, bir yandan Verlaine müziğine yaklaşırken, bir yandan Şeyh Gâlib'in parıltısını taşır. "Göl Saatleri", "Göl Kuşları", "Serbest Müstezatlar" ve "Muhtelif Şiirler" olmak üzere dört bölümden oluşan bu kitap Türk şiirinin Yahya Kemal Beyatlı'dan sonraki ikinci kanadını kurar. Beyatlı'nın geniş kesimleri kucaklayan toplumcu ve ulusçu şiirine karşılık Haşim daha dar ama daha derin bir kanalda akmayı tercih eder. İkinci ve son şiir kitabı "Piyale"nin girişinde "Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar" bölümünde şiirle ilgili görüşlerini açıklar: Şair ne bir gerçek habercisi, ne güzel konuşmayı sanat haline getirmiş bir kişi, ne de bir yasak koyucudur. Şairin dili, düzyazı gibi anlaşılmak için değil, hissedilmek için yaratılmış, müzik ile söz arasında, ama sözden çok müziğe yakın ortalama bir dildir. Düzyazıda anlatımı yaratan öğeler şiir için sözkonusu olamaz. Düzyazı us ve mantık doğrur, şiir ise algı bölümleri dışında isimsiz bir kaynaktır. Gizliğe, bilinmezliğe gömülmüştür. Şairin dili, duyumların yarı aydınlık sınırlarında yakalanabilir. Anlam bulmak için şiiri deşmek, eti için bülbülü öldürmek gibidir. Şiirde önemli olan sözcüğün anlamı değil, şiir içindeki söyleniş değeridir. Şiiri ortak bir dil olarak düşünenler boş bir hayal kuruyor demektir. "Piyale" kitabındaki "Merdiven" ve "Bir Günün Sonunda Arzu" şiirleri, bu görüşleri yansıtan ve Türk edebiyatında görülmemiş bir şiirselliği ortaya koyan ürünlerdir. Bu kitapla birlikte Haşim'e saldırılar arttı. Ölçü ve Türkçe bilmemekle, toplum sorunlarına ilgisizlikle suçlandı. Yine de şiirleriyle 20'nci yüzyılın ilk çeyreğini etkilemeyi başardı.
ESERLERİ
ŞİİRLER:
Göl Saatleri (1921)
Piyale (1926)
FIKRA VE SOHBET:
Bize Göre (1926)
Gurabahane-i Laklakan (1928)
GEZİ:
Frankfurt Seyahatnamesi (1933)
ORHAN VELİ KANIKOrhan Veli Kanık ya da Orhan Veli (13 Nisan 1914, İstanbul - 14 Kasım 1950, İstanbul), Türk şair. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı.[4] Şair 36 yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.

Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan Veli, hece ve aruz vezinlerini kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mübalağa gibi edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. "Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün geleneği atmak" amacıyla yola çıkan Kanık'ın bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar oluşturdu.Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. 1941 yılında, arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri yayınlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı. Garip şiiri hem yıkıcı hem de yapıcı özelliği ile Türk şiirinde bir mihenk taşı kabul edilir.
Kanık, şiire getirdiği bu yenilikler yüzünden önceleri büyük ölçüde yadırgandı, çok sert eleştiriler aldı ve küçümsendi.Geleneklerin dışına çıkan eserleri, önce şaşkınlık ve yadırgama, daha sonra eğlenme ve aşağılamayla karşılansa da hep ilgi uyandırdı.Bu ilgi ise kısa zamanda şaire duyulan anlayış, sevgi ve hayranlığın artmasına yol açtı.Sait Faik Abasıyanık da Orhan Veli'nin bu yönüne dikkat çekerek onu "üzerinde en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi hem kötü şöhrete ermiş bir şair" olarak tanımladı.
Her ne kadar Garip döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da Orhan Veli "tek tür" şiirler yazmaktan kaçınmıştı. Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı boyunca uzun bir şiir serüveni yaşayan Kanık'ın edebiyat hayatı farklı aşamalardan oluşmaktadır. Oktay Rifat bu durumu "Orhan Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi." ve "Birkaç neslin belki arka arkaya başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı." sözleriyle açıkladı.


Benzerlikleri: Her ikisinde de ünlü iki yazarın yaşam öyküsü başka biri tarafından kaleme alınmıştır.Sanatçıların hayatı, edebi kişiliği ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir.Bu metinlerde dil göndergesel işlevde kullanılmıştır.Anlatımları nesneldir.Açık ve sade bir dil kullanılmıştır.
Faklılığı: İki farklı sanatçının hayatı üzerinde durulmuştur.
  • Bilgi, belge, kanıt ve tanıklardan yararlanılmıştır.Bilgiler düzenlenirken kronolojik sıra izlenmiştir.
  • Ön çalışma yapılmadan biyografi yazılmaz.

2.ETKİNLİK
  • Okuduğumuz biyografide Atatürk'ün Selanik'te doğduğunu annesinin Zübeyde Hanım, babasının Ali Rıza Efendi olduğunu, annesinin ve babasını kişilik özelliklerini, babasını küçük yaşta kaybettiğini,sonrasında annesiyle dayısının yanına yerleştiğini , oradaki yaşamını, ilk okuduğu okulları....öğreniyoruz.
  • Atatürk'ün zeki ve çalışkan,azimli, cesur, kararlı, vatanını ve miletini çok seven, bağımsızlığına çok düşkün, ileri görüşlü, mücadeleci, ulusçu, çağdaş,laik,  inkılapçı... gibi kişisel özellikleri vardır.
  • Kişilik özelliklerinin oluşmasında annesinin, babasının Binbaşı Kadri Beyin, matematik öğretmeninin ve ülkenin içinde bulunduğu durumun çok etkisi vardır.Askeri okula gitmesi kişiliğini çok fazla etkilemiştir.
METNE GÖRE KRONOLOJİK SIRA: (bazı ayrıntılara da yer verilmiştir)
1881: Selanik'te doğdu
          Önce mahalle mektebine sonra Şemsi Efendi Okuluna gitti.(metinde tarih yok)
1893: Askeri Rüstiye'ye girdi ve Kemal adını aldı. 
1895: Selanik Askeri Rüstiyesi'ni bitirdi, Manastir Askeri Idadisi'ne girdi.
1899 Mart 13: Istanbul Harp Okulu Piyade sinifina girdi.
1902: Harp Akademisi'ne girdi ve burada gazete çikardi.
1905 Ocak 11: Harp Akademisi'ni Yüzbasi olarak bitirdi, Sam'a 5. Ordu'nun 30. Süvari Alayi'nda staj yapmak için atandi.
1906 Ekim: Sam'da Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni kurdu.
1908 Temmuz 23: Mesrutiyet'in ilan edilmesi için çalismalari.
1909 Haziran 20: Rütbesi kıdemli yüzbaşıya yükseltildi.
1909 Mart 31: 31 Mart ihtilalinde Hareket Ordusu Kurmay Subayi olarak çalisti.
1911 Eylül 13: Mustafa Kemal, Istanbul'a Genelkurmay'a naklen atandi.
1911 Kasim 27: Mustafa Kemal, Binbasiliga yükseldi.
1912 Ocak 9: Mustafa Kemal, Trablusgarp'ta Tobruk saldirisini yönetti.
1913 Ekim 27: Mustafa Kemal, Sofya Atesemiliterligi'ne atandi.
1914 Mart 1: Mustafa Kemal, Yarbayliga yükseltildi.
1915 Subat 2: Mustafa Kemal, Tekirdagi'nda 19. Tümeni kurdu.
1915 Nisan 25: Mustafa Kemal, Ariburnu'nda Itilaf Devletleri'ne karsi koydu.
1915 Haziran 1: Mustafa Kemal'in Albayliga yükselisi.
1915 Agustos 9: Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanligi'na atandi.
1915 Agustos 10: Mustafa Kemal, Anafartalar'dan düsmani geri atti.
1916 Nisan 1: Mustafa Kemal'in Tuggenerallige yükselisi.
1917 Eylül 20: Mustafa Kemal, memleketin ve ordunun durumunu açiklayan raporunu yazdi.
1917 Ekim: Mustafa Kemal, Istanbul'a döndü.
1918 Ekim 26: Mustafa Kemal, Halep'in kuzeyinde bugünkü sinirlarimiz üzerinde düsman saldirilarini durdurdu.
1918 Ekim 30: Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasi.
1918 Ekim 31: Mustafa Kemal'in Yildirim Ordulari Grup Komutanligi'na atanmasi.
1918 Kasim 13: Yildirim Ordulari Grup Komutanligi'nin kaldirilmasi ve Mustafa Kemal'in Istanbul'a dönüsü.
1919 Nisan 30: Mustafa Kemal'in Erzurum'da bulunan 9. Ordu Müfettisligi'ne atanmasi.
1919 Mayis 15: Izmir'e Yunan'lilarin asker çikarmasi.
1919 Mayis 16: Mustafa Kemal, Bandirma vapuruyla Istanbul'dan ayrildi.
1919 Mayis 19: Mustafa Kemal, Samsun'a çikti.
1919 Haziran 15: Mustafa Kemal, 3. Ordu Müfettisi ünvanini aldi.
1919 Haziran 21: Mustafa Kemal, Ulusal Güçleri Sivas Kongresi'ne çagirdi.
1919 Temmuz 8 / 9: Mustafa Kemal, askerlikten çekildi. (Saat: 20:50)
1919 Temmuz 23: Mustafa Kemal'in baskanligi altinda Erzurum Kongresi'nin toplanmasi ve bir Temsil Kurulu seçerek dagilmasi. (7 Agustos 1919)
1919 Eylül 4: Mustafa Kemal'in baskanligi altinda Sivas Kongresi'nin toplanmasi ve 11 Eylül'de sona ermesi.
1919 Eylül 11: Mustafa Kemal, Anadolu ve Rumeli Müdafaayi Hukuk Cemiyeti Heyet Temsiliyesi Baskanligi'na saçildi.
1919 Ekim 22: Amasya Protokolü'nün imzalanmasi.
1919 Kasim 7: Mustafa Kemal, Erzurum'dan milletvekili seçildi.
1919 Aralik 27: Mustafa Kemal, Heyeti Temsiliye'yle birlikte Ankara'ya geldi.
1920 Mart 20: Istanbul'un Itilaf Devletleri tarafindan ele geçirilmesi, Mustafa Kemal'in protestosu, Ankara'da yeni bir Millet Meclisi toplama girisimi.
1920 Mart 18: Istanbul'da Meclis-i Mebusan'in son toplantisi.
1920 Mart 19: Mustafa Kemal tarafindan Ankara'da üstün yetkiyi tasiyan bir Millet Meclisi toplanmasi hakkinda illere duyuruda bulunulmasi.
1920 Nisan 23: Mustafa Kemal, Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açti
1920 Nisan 24: Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Baskani seçildi.
1920 Mayis 5: Mustafa Kemal'in baskanliginda ilk Hükümet'in toplantisi.
1920 Mayis 11: Mustafa Kemal, Istanbul Hükümeti tarafindan ölüm cezasina çarptirildi.
1920 Mayis 24: Mustafa Kemal'in cezasi Padisah tarafindan onaylandi.
1920 Agustos 10: Osmanli Imparatorlugu delegeleriyle Itilaf Devletleri arasinda Sevr Antlasmasi'nin imzalanmasi.
1920 Ocak 9 / 10: Birinci Inönü Savasi.
1921 Ocak 20: Ilk Teskilat-i Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun esas maddelerinin kabulü.
1921 Mart 30 / Nisan 1: Ikinci Inönü Savasi.
1921 Mayis 10: Mustafa Kemal tarafindan Büyük Millet Meclisi'nde Anadola ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu'nun kurulmasi ve Mustafa Kemal'in Grup Baskanligi'na seçilmesi.
1921 Agustos 5: Mustafa Kemal'e Baskumandanlik görevinin verilmesi.
1921 Agustus 22: Mustafa Kemal'in yönetiminde Sakarya Meydan Savasi'nin baslamasi.
1921 Eylül 13: Sakarya Meydan Savasi'nin kazanilmasi.
1921 Eylül 19: Mustafa Kemal'e Maresallik rütbesinin verilmesi ve Mustafa Kemal'in Gazi ünvanini almasi.
1922 Agustos 26: Gazi Mustafa Kemal'in Kocatepe'den Büyük Taarruz'u yönetmesi.
1922 Agustos 30: Gazi Mustafa Kemal'in Dumlupinar Baskumandanlik Meydan Savasi'ni kazanmasi.
1922 Eylül 1: Gazi Mustafa Kemal'in: "Ordular! Ilk hedefiniz Akdeniz'dir, Ileri !" emrini vermesi.
1922 Eylül 9: Türk Ordusu'nun Izmir'e girmesi.
1922 Eylül 10: Gazi Mustafa Kemal'in Izmir'e gelisi.
1922 Ekim 11: Mudanya Mütarekesi'nin imzalanmasi.
1922 Kasim 1: Gazi Mustafa Kemal'in önerisi üzerine saltanatin kaldirilmasi.
1923 Temmuz 24: Lozan Antlasmasi'nin imzalanmasi.
1923 Agustos 11: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Büyük Millet Meclisi Baskanligi'na seçilmesi.
1923 Ekim 29: Cumhuriyet'in ilan edilmesi.1923 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in ilk Cumhurbaskani olmasi.

1924 Mart 1: Gazi Mustafa Kemal'in Büyük Millet Meclisi'nde Halifeligi kaldirmasi ve ögretimin birlestirilmesi hakkinda açis nutkunu söylemesi.
1924 Mart 3: Hilafetin kaldirilmasi, ögrenimin birlestirilmesi,
1924 Nisan 20: Türkiye Cumhuriyeti Teskilati Esasiye (Anayasa) Kanunu'nun kabul edilmesi.
1925 Agustos 24: Gazi Mustafa Kemal'in ilk defa Kastamonu'da sapka giymesi.
1925 Kasim 25: Sapka Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesi.
1925 Kasim 30: Tekkelerin kapatilmasi hakkindaki kanunun kabulü.
1925 Aralik 26: Uluslararasi takvim ve saatin kabulü.
1926 Subat 17: Türk Medeni Kanunu'nun kabulü.
1927 Ekim 15 / 20: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet Halk Partisi 2. Kurultayi'nda tarihi Büyük Nutku'nu söylemesi.
1927 Kasim 1: Gazi Mustafa Kemal'in 2. Kez Cumhurbaskanligi'na seçilmesi.
1928 Agustos 9: Gazi Mustafa Kemal'in Sarayburnu'nda Türk harfleri hakkindaki nutkunu söylemesi.
1928 Kasim 3: Türk Harfleri Kanunu'nun Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmesi.
1931 Nisan 15: Gazi Mustafa Kemal tarafindan Türk Tarih Kurumu'nun kurulmasi.
1931 Mayis 4: Gazi Mustafa Kemal'in 3.kez Cumhurbaskanligi'na seçilmesi.
1932 Temmuz 12: Gazi Mustafa Kemal tarafindan Türk Dil Kurumu'nun kurulmasi.
1933 Ekim 29: Gazi Mustafa Kemal'in Cumhuriyet'in 10. Yildönümünde tarihi nutkunu söylemesi.
1934 Kasim 24: Gazi Mustafa Kemal'e Büyük Millet Meclisi tarafindan ATATÜRK soyadinin verilmesi kanununun kabul edilmesi.
1938 Ekim 16: Atatürk'ün hastalik durumu hakkinda günlük resmi duyurularin yayinina baslanmasi.

1938 Kasim 10: Atatürk'ün ölümü. (Persembe, saat: 09.05)
  • Biyografilerde kronolojik sıra önemlidir.Kişinin yaşam öyküsünü oluş sırasına göre bilmek onu daha iyi tanımamıza yardımcı olur.
4.ETKİNLİK:
  • Biyografi ve otobiyografilerde kurmacaya yer verilmez.Çünkü bilgi, belge ve tanıklara dayandırılmayan biyografilerin gerçekliği kanıtlanamaz ve inandırıcılığını yitirir.
  • Biyografik roman roman türünün kurmaca dünyasına ait izler taşır, hem de belgesel niteliktedir.Biyagrofide ise kurmacaya yer verilmez.
5.ETKİNLİK:
  • Metindeki her paragraf Atatürk'le ilgili  farklı bir konuyu işleyecek şekilde düzenlenmiştir.İki paragrafta Atatürkle ilgili farklı durumları anlatmaktadır.
6.ETKİNLİK:
Biyografilerde yaşamları öğrenim hayatları, mücadeleleri anlatılan örnek, tanınmış kişiler kendilerinden sonra gelen kuşaklara örnek olacaktır.Böylece yeni nesiller bu insanların hayatlarından ders alacak ve hayatlarına daha doğru bir şekilde yön vereceklerdir.


SAYFA 81:

7.ETKİNLİK:
  • "Kendim Öyküm" metninde anlatıcı yazarın kendisidir.
  • Atatürk'e ait biyografi başka bir yazar (Hakan Tarhan) tarafından yazılmıştır.Kendi Öyküm'de ise Fakir Baykurt'un kendi ağzından yazılmıştır.Atatürk'ün biyografisinde nesnel ifadeler, Kendi Öyküm'de öznel ifadeler vardır.
8.ETKİNLİK:
  • Anı ve günce yazılarında kahraman anlatıcı vardır.Yani metnin kahramanı yazarın kendisidir.Birinci ağızdan anlatım vardır.Biyografilerde ise metnin kahramanı ile anlatıcı farklı kişilerdir.Üçüncü ağızdan anlatım vardır.Kısaca anılarda ve güncelerde doğrudan anlatım , biyografilerde ise dolaylı anlatım vardır.
  • Atatürk'ün biyografisi sergileyici yaşam öyküsüdür.Çünkü yazar, Atatürk'ün yaşamını hiç değiştirmeden ve onun yaşamını yönlendirmiş olayları birbirine bağıntılı şekilde vermiştir.
9.ETKİNLİK:
  • Verilen metin öğretici bir metin olduğu için akıcı, yalın ve açık bir metindir.Çünkü bu özellikler metnin anlaşılabilmesi için önemli ve gerekli özelliklerdir.
SAYFA 82:
10.ETKİNLİK:
ATATÜRK'ÜN BİYOGRAFİSİNDE KULLANILAN ANLATIM TÜRLERİ VE ÖRNEKLER
Öyküleyici anlatım:  shf.71 "Annem ilahilerle okula başlamamı ve mahalle okuluna gitmemi istiyordu." İlk önce bilinen törenle mahalle okuluna başladım." vb... birçok örnek verilebilir.
Öğretici anlatım: (shf.73'te) "19.Fırka Komutanı olarak Çanakkale Savaşlarına katılır."
 "24 Ekim 1912'de Balkan Savaşı başlar." (shf.73'te) vb...
Betimleyici anlatım: "1881 yılında mayıs ayının çiçekli, yeşil bir günü Selanik koyuna hakim yamaçtaki mahallenin üç katlı pembe evinde Zübeyde Hanımın oğlu olarak dünyaya gelmiştir." (shf.70)


11.ETKİNLİK:
Metindeki anlatım bozuklukları:
*"Binlerce kişiden ibaret olan Harbiye öğrencisine bu keşfimizi anlatma hevesine düştük."cümlesi "Harbiye'nin binlerce öğrencisine bu keşfimizi anlatma hevesine düştük." şeklinde olmalı.
*"Sınıf arkadaşlarıyla beraber toplantılarına devam eden..." cümlesinde beraber sözcüğü gereksiz.
*3.paragraftaki "...birkaç arkadaşıyla birlikte Şam'da Vatan ve Hürriyet adlı derneği kurar." cümlesinde "birlikte" sözcüğü gereksiz.Çünkü "la" edatı birlikte anlamını  zaten veriyor.

SAYFA 83:
Ünsüz Yumuşaması: "derneğin"(k>ğ)  , "amacı" (ç>c),  "üsteğmenliğe" ,  "çoğunlukla"(kelimenin kökü "çok")    "kolağalığına" 
ses olayının sebebi: süreksiz sert ünsüzle(p-ç-t-k) ile biten sözcüğe ünlü ile başlayan ek gelmesi
Benzeşme: "çekildikten" , "yakmaktır", "düştük" sözcüklerinde vardır.
Sebebi:sonunda FSTKÇŞHP sert ünsüzleri bulunan bazı sözcüklere c,d,g(ğ) yumuşak ünsüzleriyle başlayan bir ek geldiğinde bu c,d,g seslerinin sertleşerek ç,t,k'ye dönüşmesidir.

Ses Düşmesi: "yükse(k)ldi)" , "keş(i)fimizi", nak(i)lettirir
Sebebi: 1-ikinci hecesinde dar ünlü (ı,i,u,ü)bulunan bazı sözcüklerin ünlü ile başlayan bir ek almasıdır.
              2- isim soylu sözcükle yardımcı eylemin (et-) birleşmesi
              3- "k" sert ünsüzüyle biten sözcüğe "l" yapım ekiyle  türetilmesi
Ses Türemesi: "sorgu(y)a" , keşfetme(y)e

Bu sözcüklerdeki ses türemesinin sebebi Türkçede iki ünlü harfinin yan yana gelmemesidir.

ANLAMA-YORUMLAMA:
1) Göndergesel işlevde...
2) Bulduğunuz biyografilerdeki kişilerin hangi meslek dallarına ait olduğunu belirtiniz.Biyografilerin amacı tanınmış kişilerin hayat öyküsünü anlatmaktır.
3) Metindeki her paragraf farklı bir bir konuyu işleyecek şekilde kronolojik sıraya göre düzenlenmiştir.Bu da Atatürk'ün hayatını daha iyi yansıtabilmek ve anlayabilmek içindir.
4) Atatürk'ün verilen kişilik özelliklerine sahip olması Onun ne denli büyük bir lider olduğunu gösteriyor.Böylesine büyük bir devlet adamına sahip olmak da bizleri çok mutlu ediyor.
5) Metinde yoruma açık anlatımlar yok, çünkü biyografi öğretici bir metin türüdür.Öğretici metinler de nesnel olur.

SAYFA 84: 
ATATÜRK'ÜN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ:
*idealist
*öğretici
*kararlı ve mücadeleci
*açık sözlü
*korkusuz
*lider
*birleştirici ve bütünleştirici
*vatanını ve milletini çok seven
*fedakar
*yenilikçi ....

ATATÜRK'ÜN DÜŞÜNCE HAYATI İLE İLGİLİ ÇIKARIMLAR:
  • Atatürk büyük bir fikir adamıydı.
  • Fikirlerini akla ve mantığa dayandırmıştır.
  • Fikir adamı olduğu kadar fikirlerini de uygulayan bir aksiyon adamıydı.
  • Değişik konulardaki fikirlerini oluştururken olaylardan ve okuduğu tarih kitaplarından yararlandı.
  • Çağdaşlaşma ve uygarlık fikir hayatının temel özelliklerinden biriydi.
  • Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmadaki tek rehber olarak bilim ve tekniği görüyordu.
  • Atatürk'ün fikir hayatını şekillendiren en önemli etkenlerden biri de kültürümüzdür.
13.ETKİNLİK:
  • Yakın çevrenizden birinin yaşam öyküsünü yazınız.
  •  Tanımadığımız biriyle ilgili biyografi yazacak olsak (bunu neden yapalım?asıl soru bu bence:))) onun doğduğu yer, aile çevresi-soyağacı, eğitim – öğretim durumu,kişilik yapısı, arkadaşlık ve akrabalık ilişkileri, sosyal yaşamı,  yaptıysa evliliği ve çocukları,özel ve iş yaşamındaki başarıları (varsa tabii) ve başarısına ulaşma süreci ... gibi konuları ele almamız gerekeceğinden bu bilgilere, belgelere, onun ailesine, yakın çevresine ulaşmak için epey çaba sarfetmemiz gerekirdi.Bu kişi eğer yaşıyorsa gidip hayatı, çalışmaları vb. gibi konularda ona sorular sorup verdiği cevapları not almalı ya da kaydetmemiz gerekirdi.Bu kişi şayet yaşamıyorsa işte o zaman işimiz daha zor olurdu, hayatını etraflıca araştırmamız aile bireylerine yakın çevresine ulaşmamız gerekir, hakkında bilgi belge toplamamız gerekirdi.ÖLÇME-DEĞERLENDİRME:
  • 1)
  • araştırma
  • otobiyografilerin
  • 2) (D) , (Y) , (Y) , (D)
  • 3) (D)
  • 4) (C)
  • 5) (D)
  • 6  (B)
  • 7) Soru hatalı; A şıkkı da oluyor C şıkkı da...C şıkkına az sözcüğünü getirirsek o  zaman doğru cevap A olur.Siz yine de c şıkkına "az" sözcüğünü ekleyin...
  • 8) (B)
  • 9) (D)
 





Artikel Terkait

Yorumları Göster
Yorumları Gizle

7 yorum

sağolun hocam emeğinize sağlık cok faydalı oldu bnm için..

Allah razı olsun... emeğe saygı Lutfen ...

ALLAH razı olsun hocamm emeğinize sağlık valla çok ama çok yardımcı oldunuz ..

çokkk teşk yaaaaa

doğa
6.Sonun doğru yanıtı B seçeneği olmalıydı.

çok teşekkür ederim hocam sizin sayenizde dil anlatımda sözlü notum yükselecek

eylül
müthiş bir hizmet ve en beğendiğim yönününz sorular es geçilmemiş. çok sağolun...

YORUM YAPARAK SORU SORABİLİR veya KATKIDA BULUNABİLİRSİNİZ...

1) Yaptığınız yorum biz onayladıktan sonra görülecektir.
2) Yazım kurallarına mümkün olduğunca dikkat ediniz.
3) Kullandığınız üslubun kişiliğinizi yansıttığını unutmayınız.
4) Yorumunuza emoji eklemek için "Emoticon" butonuna tıklayın.
5)Yorumunuza gelecek cevabı takip etmek beni bilgilendir kutucuğunu işaretleyebilirsiniz.


EmoticonEmoticon

Edebiyat yazılılarında başarınızı artırın, kanalımıza abone olun!